İslam’ın hedefi; Yeryüzünde adalet, hürriyet, muhabbet, ahlak, huzur ve saadeti tesis etmektir.

Şeytanın temel felsefesi; zülüm, tuğyan, ifsat, yıkım , kin ve nefret tohumlarını ekmek ve inanlığı asıl gayesinden saptırmaktır.

Bunu yandaşlarına emrettiği gibi kendisi de bizzat müdahil olarak da yapar. Fakat o bu dinin mensupları ile mücadelenin, savaşmanın kolay olmadığını bildiği için evvela yandaşlarının İttifakını sağlamak ile işe başlar.

Bunun örneği risalet döneminde şöyle cereyan etmektedir;

Mekke müşrikleri Hz Peygamber (as) a Süikast için daru nevde de bir araya gelmişlerdi.

Aralarında bir de ihtiyar vardı.

Necidliyim bu işiniz için aranıza katıldım der.

Toplantı başlamıştı zülüm ve ifsat toplumunun toplantısı ...

Fikirler ortaya atıyorlardı...

Hz peygamberi (sav) hapsetmek...

Olmaz diyordu necidli...

Mekke’de sürüp çıkaralım diyorlardı...Asla çözüm değil diyordu o ihtiyar.

Ebucehil konuşuyordu Önce ittifak kuralım her kabileden bir silahlı genç bulalım Muhammed’e hep birden saldırıp hayatına son versinler.

Böylece onun kanı bütün kabilelere dağılmış olur.Abdülmenaf oğulları bütün kabileler ile savaşmayı göze alamazlar, diyet almaya razı olurlar.

Biz de diyetini öder ondan kurtuluruz.

Necidli ihtiyar ;işte en yerinde bir söz, bu adamın sözüdür diyerek destekledi ve plan devreye konuldu ...

Çünkü o kendi avanesinin İttifakını oluşturmadan Tevhid Peygamberine ve ümmetine karşı mücadelenin imkansız olduğunu tahmin ede biliyordu.(Bugün de İslam ümmetinin durumu Tevhid-i çizgide olmaması şeytanı kayıtsız bırakmaz. O bir gün bu ruhun mutlaka hayat bulacağına karşı daima tedbir peşindedir.)

İttifak eylemlerinin başarısı ise tevhit ehlinin HAK ile irtibatıları keyfiyetine bağlıdır.

Biraz daha somut bir örnek Enfal 48. Ayetinde somut olarak verilmektedir; İslam davası hicretten Sonra medine de yeni bir merhale yakalamıştı…

İslam devleti kuruluyordu...

Daha dün alay edilen, hakir görülen, çeşitli ağır eziyet ve işkencelerden geçirilen Hz peygamber (sav) ile ümmeti İslam devletini kurmuştu.

Hicretin ikinci yılıydı…

Mekke şirk toplumunun ticaret kervanı ebu Süfyan İdaresinde Suriye’den Mekke’ye doğru yol aldığının haberini alan İslam peygamberinin Sefer hazırlığına başlaması haberi Mekke’ye ulaşıyor. Kureyş derhal hazırlığa başlar...

Bu arada şeytan boş durur mu? Kureyş’in hazırlık için elbette ittifaka ihtiyacı vardı. Kureyş kinane oğulları bekr kollarında birini öldürmüş ve aralarında kan davasından dolayı birbirlerine güvenmiyorlardı, bu sorun için Müttefiklerinin imdadına koşan şeytan bekr Oğullarının ileri gelenlerinden Süraka b malik b cüşam suretinden görünerek Kureyş kabilesine , sizinle beraberim , size yardım edeceğim .

Muhammed’in taraftarlarını darmadağın ederiz. Bugün size karşı duracak hiçbir güç yoktur deyip onları galeyana getirdi...

Taki bedir savaş alanında meleklerin İslam ordusuna katıldığını görünce müttefiklerini ortada bırakarak Ökçelerinin üstünden gerisingeri dönerek ben sizden beriyim der ...

Her iki örnekte görüldüğü gibi müstekbirler, şeytan dostları ve varisleri de öncüleri gibi ittifak ve dayanışma içindedirler.

Günümüzde de Abd, Sovyetler birliği, Avrupa birliği, NATO gibi uluslar arası veya yerelde farklı ittifaklar gibi… Bütün bu ittifakların Temeli ,yazımızın başında da vurgulandığı gibi şeytanın ve müstekbirlerin temel dayanakları; zülüm, tuğyan, ifsat,yıkım, kin ,nefret , sümürü ve şehevet perestilik ... onların ittifakları bu mihvaldedir. Evet temel azıkları haddi aşma, hayvani bir yaşam, kural tanımazlık şehvetperest bir özgürlük...

Ehli hakkın aşağılık guruhların şerinden korunmak ve onları bertaraf etmek için, Allah’a tam bir teslimiyet, Allah’ın beşeriyete resulü aracılığıyla gönderdiği huzur ve mutluluk reçetesini uygulamak ve yaymak,Toplumun bütün katmanlarını kucaklamak, adaleti, hürriyeti tesis etmek. Bütün müslümanların kardeş olduğu,Kardeşlik hakkının temel haklar olduğu ve zayi edilemeyeceği temel ilke saymalı.

Topyekun Allah’ın dinine, ipine sarılmalı ve İslam birliği kurulmalıdır.

Toplumda evrensel İslami kavramlar, söylemler geliştirilmeli...

Daima bütün müslümanların yekvücut olduğu vurgusu yapılmalı, ortak değerimiz bizi bir arada tutan tek değerimizin İslam olduğu vurgusu yapılmalıdır...

İslami olmayan, tefrikaya yol açan, kardeşliği ve bütünlüğü bozan cahiliyeye ait söylem ve sloganlardan şiddetle kaçınılmalı ...

Aslında demokrasi, laiklik, ulusalcılık, milliyetçilik, ırkçılık vs İslam’ın ve İslam mensuplarının tanımaması gereken kavram ve yaşam biçimleridir.

Bunlar İslam toplumun temeline bomba etkisi yapmaktadırlar, Müslümanları ateş çukurunun kenarına getirmekte, safları dağıtmaktadırlar.Büyük tahribat yapmakta ve maneviyatı yer ile yeksan etmektedirler.

Elhasıl şeytani ittifaklara karşı mücadele ve başarının tek çaresi ortak birleşenimiz olan islama sarılmalı ve kardeşliği tesis etmeliyiz bu takdirde müslüman halkın değerlerine karşı kurulan tüm ittifaklar darmadağın olurlar biiznillah.

Selam ve dua ile