Türkiye'nin kilitlendiği 2026 yılı asgari ücret belirleme sürecinde hareketli saatler yaşanıyor. TBMM Genel Kurulu'nda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın 2026 yılı bütçesi görüşülürken, kürsüye çıkan Bakan Vedat Işıkhan'ın gündeminde milyonların beklediği zam oranı vardı. Bakan Işıkhan, hükümetin asgari ücret politikasındaki temel kırmızı çizgisini "çalışanı enflasyona ezdirmemek" olarak yeniden teyit etti. Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun yarın yapacağı ikinci toplantı öncesinde gelen bu açıklama, pazarlık masasındaki beklentileri de şekillendirdi.
"RAKAM KONUŞMAK İÇİN HENÜZ ERKEN"
Kamuoyunda çeşitli zam senaryoları konuşulurken, Bakan Işıkhan olası bir rakam telaffuz etmekten kaçındı. Belirleme sürecinin teknik ve sosyal bir diyalog mekanizması olduğunu hatırlatan Işıkhan, öncelikle tarafların taleplerinin dinlenmesi gerektiğini vurguladı. Bakanlık, işçi ve işveren temsilcilerinden gelecek verileri komisyona ileterek ortak bir paydada buluşulması için arabuluculuk rolünü sürdürecek.
KRİTİK İKİNCİ TOPLANTI YARIN GERÇEKLEŞECEK
Asgari ücret maratonunda en önemli duraklardan biri olan ikinci toplantı, 18 Aralık Perşembe günü (yarın) yapılacak. İlk toplantıda temel ekonomik verilerin paylaşıldığı masada, yarınki görüşme ile birlikte rakamların daha somut bir şekilde dile getirilmesi bekleniyor. Bakan Işıkhan, daha önceki açıklamalarında da belirttiği üzere sendikalarla sürekli dirsek temasında kalacağını ve istişare kanallarını açık tutacağını yineledi.
BAKANLIK BÜTÇESİ GENEL KURUL'DAN GEÇTİ
Meclis'teki yoğun mesai meyvesini verdi ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı'nın 2026 yılı bütçeleri Genel Kurul'da kabul edildi. Bütçenin kabul edilmesiyle birlikte, bakanlığın önümüzdeki yıl yürüteceği sosyal güvenlik ve çalışma hayatına dair projelerin finansal zemini de netleşmiş oldu. Şimdi tüm Türkiye'nin odağı, bütçe görüşmelerinin hemen ardından hız kazanacak olan asgari ücret masasından çıkacak nihai karara çevrildi.
KOMİSYON ÇALIŞMALARI NASIL İLERLEYECEK?
Bakan Işıkhan'ın "enflasyona ezdirmeyeceğiz" vurgusu, zam oranının belirlenmesinde yıllık enflasyon verilerinin en alt sınır olarak kabul edileceği beklentisini güçlendiriyor. Yarınki toplantıda işçi tarafının (TÜRK-İŞ) yaşam maliyeti verilerini, işveren tarafının (TİSK) ise küresel rekabet gücü ve maliyet artışlarına dair raporlarını sunması planlanıyor. Ay sonuna kadar tamamlanması beklenen süreçte, sosyal refahın korunması ve ekonomik dengelerin gözetilmesi arasındaki hassas çizgi korunmaya çalışılacak.