Van da Bizim, Elazığ da! Kaos Kimin İşine Yarar?

Abone Ol

Adı, soyadı, kim olduğu ya da nereli olduğu önemli olmayan, sözleriyle edepten, ahlaktan ve tüm toplumsal değerlerimizden uzak ama zihin kodlarını yakından tanıdığımız bazı kişilerin, yalnızca öfkeye kapılmış bir zihinle, kin kusarcasına yaptığı açıklamaların halkımızdan sert tepkiler alması şaşırtıcı değil. Ancak adı sanı önemli olmayan bu kişilerin söz hakkı alabilme seviyesinde tutulup konuşmalarına izin verilmesi, konuşmalarının bilinçsizce sosyal medyada paylaşılması tehlikeleri beraberinde getirir. Bu vb. çıkışlara halkın tepkisi doğal olsa da, asıl tehlike bu söylemlerin ciddiye alınması, gündeme taşınması ve sosyal medyada bilinçsizce yayılmasıdır. Çünkü bu durum, kardeş olan iki halk için hem üzücü hem de korkutucu sonuçlar doğurabilir.

Vanspor ile Elazığspor arasındaki karşılaşma sürecinde, hiçbir şekilde tasvip edilemeyecek olayların yaşandığı bir gerçek. Kardeşliğimize düşman, kaostan beslenen odakların varlığına binaen bu olayların hangi taraftan çıktığı, nasıl başladığı gibi detaylara odaklanmak yerine, birlik ve beraberlik duygusuyla hareket etmemiz gerektiğine inanıyorum. Nerede kimler tarafından ne yaşandıysa bizim birlik içinde benzer provokasyonlara izin vermeyecek adımlar atmamız gerekirken, tam tersi halkı kin ve düşmanlığa sevk edecek edepsizlikler yapmak hiçbir kimsenin hakkı da haddi de olmamalıdır. Van’ da yaşamını sürdüren, ekmeğini yiyip suyunu içen ama Elazığ’daki kardeşlerimizi de kendinden farklı görmeyen bir bakış açısıyla konuşmanın en doğru yol olacağı inancında biri olarak belirtmek istiyorum: Bu toprakların insanları olarak Edirne'den Kars'a, Hakkari' den Muğla’ya, Muğla’dan Edirne’ye kadar her karış memleket bizimdir. Van da, Elazığ da hepimizin evidir.

Toplumun ahlaki değerlerinden uzak, zihin dünyası nefret ve ayrımcılıkla örülmüş, terörizm kokan açıklamaları yapan bazı odaklar, toplumu kışkırtmaya yönelik çirkin söylemlerle ortaya çıkabiliyor. Bu söylemlerin halklarımızı temsil etmediği, aksine toplumda kaos hedefi taşıdığı ortadadır. Böyle zamanlarda en çok dikkat etmemiz gereken konu, galeyana gelmemek, sağduyuyu elden bırakmamaktır.

İki şehrimizin, tüm değerleriyle birbirine yakın ve kardeş olduğu gerçeğini göz ardı ederek, araya gerilim sokmaya çalışan odaklara prim vermemeliyiz. Vanspor futbolcularının otel rezervasyonlarının iptal edilerek, kendi ülkelerinin farklı bir ilinde kalmak zorunda bırakılmaları zannediyorum ki en çok Elazığlı kardeşlerimizin misafirperverliklerine leke değdirmek amaçlıdır. Elazığ, Elazığlı kardeşlerimizin olduğu kadar bizimdir inancıyla hareket etmiş ve zor zamanlarında yanlarında olmamız gerektiğini fiili olarak, hem de Vanspor’un da otobüsü ile göstermiş ‘‘birlikte aç, birlikte tok olacağız’’ demiştik. Bu hususu Elazığlı kardeşlerimiz bizden daha iyi bilirler. Aynı şekilde 2011 Van depreminde Elazığlı kardeşlerimiz de ellerini Vanlı kardeşlerine uzatmışlardı. Buradan da gördüğümüz üzere biz, biriz.

Terörizm bitiyor derken kirli odakların çabalarıyla tekrar hortlatılmaya çalışıldığını çirkin, saldırgan ve tehditvari açıklamalar ile görmeye başlıyoruz. Unutmayalım ki, iyi niyetten uzak bu tür yaklaşımlar gençlerimizi birbirine düşürebilir, gelecekte daha büyük problemleri tetikleyebilir. Bir maç üzerinden çıkarılan olaylar bahane edilerek toplumlara aşılanmak istenen kin ve nefrete izin vermemeliyiz.

Maalesef etik değerlerden uzak, edepten nasibini almamış, jest ve mimikleriyle bile provokasyona hizmet eden kimselerin temsiliyet konumunda olması içimizi acıtmakta. Ancak biliyoruz ki, onların söyledikleri ne Elazığ halkını, ne taraftarlarını ne de futbolcularını yansıtmıyor. Bu nedenle hem Elazığlı hem de Vanlı kardeşlerimize bir çağrıda bulunmak istiyorum: Gelin, bu tür provokatörlüklere, kurum, kuruluş ve spor kulüpleri düzeyinde dur diyelim. Bu çirkin zihniyetlerin temsilcileri bulundukları konumlardan alınana dek, elimizden geleni kanunlar çerçevesinde yapalım. Ve bu karşılaşma, terörden, gerilimden, kavgadan beslenen odaklara verilmiş bir tokat niteliğinde olsun. Tribünleri “Biriz, farkımız yok” sloganlarıyla dolduralım. Bu maçı gerçek bir dostluk karşılaşmasına çevirelim.

Elazığ Valisi sayın Numan Hatipoğlu’ nun açıklamaları kıymete değer. Ancak bayrağımızın önünde Türkiye’mizin kaosa sürüklenmesini istercesine açıklamalar ile bayrağımızı çirkin emellerine alet ederek masa yumruklayanların ve beraberindekilerin sadece özür dileme ile bırakılmamalarının gerekliliğini gördüğüne inanıyorum. Bu nedenle gerekli tüm süreçlerin titizlikle tüm Türkiye halklarının şeffaf bir şekilde görebileceği bir tahkikat yapılması için kendilerinin tüm süreci yakından takip etmelerinin değerli olduğunu vurgulamak isterim. Bundan sonra provokasyon amaçlayanlara karşı devletimizin gücünü gösterecek nitelikte bir süreç olmasını diliyorum.

Son olarak, Elazığ ve Van milletvekillerine de önemli bir görev düşüyor. Bu süreçte sahaya inerek birlik mesajı vermeleri, halkımız için moral ve güven sağlayacaktır.

Unutmayalım: Terörizm sadece bir-iki şehrin değil, hepimizin düşmanıdır.

Selam ve dua ile.