VAN HABER

Van’ın Tarihi ve Tarihçesi! Kadim bir şehrin hikayesi

Van, Anadolu’nun en büyük kapalı havzası olan Van Gölü kıyısında, verimli topraklara ve bol su kaynaklarına sahip, iklim açısından da yerleşim için elverişli bir coğrafyada yer alır. Bu özellikleri sayesinde, tarih boyunca birçok medeniyetin ilgisini çekmiş ve pek çok uygarlığın iz bıraktığı önemli bir yerleşim merkezi olmuştur.

Abone Ol

TARİHİN BAŞLANGICI VE URARTU UYGARLIĞI

Arkeolojik bulgulara göre Van ve çevresi, yazılı tarih öncesine uzanan bir geçmişe sahiptir. Bölgede ilk yerleşimlerin M.Ö. 5000–3000 yıllarındaki Kalkolitik Dönem'e kadar gittiği bilinmektedir. M.Ö. 2000’li yıllarda bölgede ilk devleti kuran topluluk Hurriler olmuştur.

M.Ö. 900 yıllarında ise Hurri kökenli toplulukların devamı niteliğindeki Urartular, başkentleri Tuşba (bugünkü Van) olan güçlü bir devlet kurmuşlardır. Urartu Krallığı, özellikle Kral I. Sarduri döneminde (M.Ö. 9. yüzyıl) inşa edilen Van Kalesi ile birlikte büyük bir gelişme göstermiştir. Urartular, M.Ö. 612 yılına kadar Doğu Anadolu’dan Yukarı Mezopotamya’ya kadar geniş bir coğrafyada egemenlik kurmuşlardır. Ancak bu tarihte Medler'in saldırıları sonucu yıkılmışlardır.

PERSLER, HELENİSTİK DÖNEM VE ROMA-SASANİ ÇATIŞMALARI

Urartu sonrası dönemde Van, Med Krallığı'nın eline geçmiş, ardından Pers İmparatorluğu bölgeyi hâkimiyeti altına almıştır. Perslerin ardından Büyük İskender'in doğu seferiyle birlikte Van ve çevresi Makedonyalıların, sonra da sırasıyla Partların, Romalıların ve Sasanilerin egemenliğine girmiştir.

Bu dönemlerde Van, Roma ile Sasani İmparatorluğu arasında sürekli el değiştiren bir sınır bölgesi haline gelmiştir. M.S. 395 yılından itibaren kısa sürelerle Bizans ve Sasani hakimiyetinde kalmıştır.

İSLAM DÖNEMİ VE ORTAÇAĞ

Van ve çevresi, İslam ordularının Bizans’ı yenilgiye uğrattığı dönemde, 644 yılında Hz. Osman zamanında Müslümanların eline geçmiştir. Bu egemenlik daha sonra Emeviler ve Abbasiler döneminde de sürmüştür.

Bu dönemde bölgede yaşayan Ermeniler, kısa süreliğine kendi yönetimlerini kurmuş, ancak İslam devletine bağlı kalmışlardır. Ermeni Kral Gagik tarafından 915–921 yılları arasında Van Gölü’ndeki Akdamar Adası'na inşa ettirilen Akdamar Kilisesi, Hristiyan sanatının önemli eserlerinden biridir.

SELÇUKLULAR VE TÜRK-İSLAM EGEMENLİĞİ

1071 Malazgirt Meydan Muharebesi’nin ardından Van, Büyük Selçuklu Devleti egemenliğine girmiştir. Daha sonra bir süre Eyyubiler, ardından Karakoyunlular ve Akkoyunlular bölgeye hâkim olmuştur. Karakoyunlu Yusuf Bey, bu dönemde Eski Van şehrindeki Ulu Cami’yi inşa ettirmiştir.

OSMANLI DÖNEMİ

Kanuni Sultan Süleyman döneminde, 1548 yılında Osmanlı orduları Safevileri yenerek Van’ı fethetmiştir. Bu fetih, 1555 Amasya Antlaşması ile kesinlik kazanmıştır. Osmanlı idaresi altında Van, Van Beylerbeyliği merkezlerinden biri haline gelmiş, bu dönemde Hüsrev Paşa ve Koçi Bey gibi yöneticiler camiler ve çeşitli eserler inşa ettirmiştir.

Ayrıca bu dönemde Vankulu Mehmet Efendi, “Kitab-ı Lugat-ı Vankulu” adlı sözlüğü hazırlamıştır; bu, Osmanlı döneminin önemli eserleri arasında yer alır.

ERMENİ AYAKLANMALARI VE RUS İŞGALİ

yüzyılın ikinci yarısında, bölgede yaşayan Ermeniler Rusların desteğiyle isyan hareketlerine girişmiş, silahlanarak yerel halkı hedef almıştır. 1915 yılında Rus ordusu Van’a girerek şehri işgal etmiş, Ermeni çeteleri birçok köy ve kasabada katliam yapmış, şehir yakılıp yıkılmıştır. Halk zorunlu olarak göç etmek zorunda kalmıştır.

Ancak 2 Nisan 1918’de, Türk ordusunun düzenlediği harekât sonucunda Van tekrar kurtarılmış ve Ruslar, Ermenilerle birlikte bölgeden tamamen çekilmek zorunda kalmıştır. 16 Mart 1921’de imzalanan Moskova Antlaşması ile Sovyetler Birliği Van üzerindeki taleplerinden resmen vazgeçmiştir.

CUMHURİYET DÖNEMİ

Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte 29 Ekim 1923’te Van, Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlı vilayet merkezlerinden biri haline gelmiştir. Savaşta büyük zarar gören şehir, devlet ve belediye işbirliğiyle yeniden inşa edilmiştir.

VAN İSMİNİN KÖKENİ

Van isminin tam olarak nereden geldiği net olarak bilinmemektedir; farklı görüşler ve rivayetler mevcuttur:

Evliya Çelebi, Seyahatname’sinde, Büyük İskender’in Van Kalesi’nde bulunan “Vank” adlı mabedin adından esinlenerek bu ismi verdiğini yazar.

Bir başka rivayete göre, şehri güzelleştiren ve geliştiren Van adlı bir şahsın adından alınmıştır.

En kabul gören görüş ise, Urartuca'daki Biane ya da Viane kelimesinden türediğidir. Urartular kendilerine Bianili derdi ve bu adla anılan topluluklar Van’da toplanmışlardır.