Yeni bir eğitim ve öğretim yılına daha başlamış bulunmaktayız. Çocuklarımızı okula gönderdiğimiz biz veliler, haklı olarak öğretmenlerden ve de çocuğumuzdan çok şeyler beklemekteyiz. Peki biz veliler çocuğumuzun hem kendine ve hem de topluma faydalı bireyler olarak yetişmesi için üzerimize düşen görevler olduğunun farkında ve bilincide miyiz? Tüm sorumluluğu eğitimcilere mi bırakmalıyız yoksa bizler de eğitim camiasının bir parçası mı olmalıyız?
Eğitim işi ilk önce ailede başlar. Aile, çocuğuna ilk başta dinini ve diyanetini öğretmesi gerekmektedir.Temel dini bilgilerin çocuğa verilmesinden bahsediyorum. Allah'ı ve peygamberini sevip, efendimizin sünnetini öğrenen ve yaşayan bir genç ile dinini ve diyanetini hiç bilmeyen bir genci verimli bir arazi ile çorak bir araziye benzetebiliriz. Sağlam bir temel ailede atılınca Allah'ın izniyle fayda elde edilir. Aile eğer çocuğuna bir şey vermese okuldan hiçbir şey beklememelidir.
Batı ve batıl düzenlerin bile vazgeçmeye başladığı karma bir eğitim sisteminin uygulandığı ülkemizde bu eğitim sistemi bile beraberinden bir çok problem getirebilir. Ne söylenmek istendiği herhalde anlaşılmıştır. Bunun dışında eğer aileler olarak, ebeveynler olarak biz çocuğumuz ile ilgilenmez isek, çocuğumuzun zihin dünyasını pak islami öğretiler ile doldurmaz isek o nazenin zihinleri ifsad şebekeleri işgal eder. Her türlü ifsad şebekesi, esrarcısından tutun ta fuhuş şebekelerine kadar, terörist yapılardan tutun ta mafya çetelerine kadar gençlerimizi kullanmak isteyen organizasyonlar vardır. Dolayısı ile çocuklarımız ve gençlerimiz kesinlikle ihmale gelmez.
Çocuğumuz okula gittikten sonra okul ile temas halinde olmalıyız. Çocuğumuzun dersleriyle ne kadar ilgili olduğu, kimler ile arkadaşlık kurduğu, okulda olduğu süre içerisinde namaz vakitlerinde namazını kılıp kılmadığı, okulda arkadaşları ile olan ilişkileri kesinlikle takip edilmeli, öğrenilmeli var ise yanlışları, işin vehameti hikmetli bir şekilde anlatılarak nasihat edilmelidir. Bu ilgi ve alaka evde de devam etmelidir. Eğer zamanında gençlerimizle ve çocuklarımız ile ilgilenmez isek başkaları ilgilenir ve onları birer suç makinesine dönüştürebilir. Nice dindar aile vardır ki çocukları ifsad şebekelerinin (terör örgütü, uyuşturucu çeteleri vs…) eline düşüp ailesine ve islama düşman olmuştur. İslam dünyasını karıştırıp, müslümanların beldelerini işgal etmek isteyen batılılar ilk önce gençliğe el atıp onların maneviyatlarını harap etmeye, zihinlerini alt üst etmeye çalışmaktadırlar. Gayri islami ahlaksız medyanın yahudilerin tekelinde olduğu unutulmamalıdır. Bunun dışında ayrıca Şu an beldelerimizde misyonerlik çalışmaları da buna örnek verilebilir.
Hasılı kelam tehlikeler çoktur. Her şeyin hesabını rabbimize bir gün vereceğimz gibi çocuklarımızın da hesabını rabbimize vereceğimizi asla unutmamalıyız. Zamanında çocuklarımız ile alakalı olarak yapacağımız her ihmal bize çok pahalıya mal olabilir. Bazı hataların telafisi mümkün olmadığı gibi çocuklarımızı ihmal etmenin hatası da hiçbir zaman telafi edilemez. Toplum içerisinde anonim olarak anlatılan bir mesel var onu anlatmadan geçemeyeceğim; çocuğuna maneviyattan hiçbir şey vermeyen adam ile ilgilidir. Adam diyor ki, ' çocuğum olmuyordu ben de bir gün ellerimi açtım ve dedim ki ya Rabbi ne olursa olsun bana bir erkek evlat ver. Çocuk büyüdü ve şaki oldu. Şimdi de diyorum ki Yarabbim ne olursa olsun onu benden al'
Rabbimiz Tahrim suresi 6. Ayeti kerimede şöyle buyurmaktadır; 'Ey iman edenler! Kendinizi ve ailelerinizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Üzerinde oldukça sert Allah'ın kendilerine karşı emrettiğine karşı gelmeyen ve kendilerine emredileni yapan melekler vardır' maazallah…
Abdullah bin Ömer'in (ra) naklettiği bir hadista mübarek efendimiz(AS) şöyle buyurmaktadırlar; ' Hepiniz çobansınız ve hepiniz elinizin altındakilerden sorumlusunuz…) (buhari, nikah 91)
Rabbimiz Bizi İlgisiz Ebeveynler Olanlardan Muhafaza Eylesin.