"Ey iman edenler! Sabır ve namaz ile Allah’tan yardım isteyin. Çünkü Allah, muhakkak sabredenlerle beraberdir." (Bakara 2/153) ayetini merkeze alan Siyer Vakfı kurucusu ve araştırmacı yazar Muhammed Emin Yıldırım, bu yolculuğun sadece insani bir yardım konvoyu değil, bir ayetin pratiğe dökülmesi olduğunu vurguladı.
"SABIR: DİRENİŞİ KUŞANMAKTIR"
Yıldırım mesajında sabrın pasif bir bekleyiş değil, izzetli bir direniş olduğunu belirtti. Gazzeli mazlumların terk edilmişliğe rağmen gösterdiği sabrı örnek gösteren Yıldırım, “Sabır, ekmeği bölüşemeyen dünyanın ortasında bir dilim ekmeği kardeşine uzatmak demektir” ifadelerini kullandı.
"NAMAZ: SECDEDE YOĞRULAN DİRENİŞ"
Direnişin bir diğer boyutunun ise namaz olduğunu belirten Yıldırım, Gazze’de bombalar altında bile cemaatle kılınan namazlara dikkat çekti. “Siper yerine secdeyi, sığınak yerine saf tutmayı seçenlerin direnişi bizlere çok şey öğretiyor” diyen Yıldırım, bu ibadetin bir kulluk göstergesi olmanın ötesinde bir direniş biçimi olduğunu ifade etti.
"YARDIMIN ASIL KAYNAĞI ALLAH’TIR"
Sumud Filosu’nun taşıdığı yardımın elbette kıymetli olduğunu belirten Yıldırım, asıl yardımın Allah’tan geleceğini hatırlattı. “Yardım, pasaportla gecikebilir, ambargo ile engellenebilir; ama Allah’tan gelen yardım için ne onay gerekir ne de izin” diyen Yıldırım, bu yolculuğun aynı zamanda Gazze’deki mazlumların dualarına bir karşılık olduğunu söyledi.
“BU YOLCULUK BİR AYETİN ETE KEMİĞE BÜRÜNMESİDİR”
Yıldırım’ın sözleri, bu yolculuğun sadece fiziksel değil, ruhani bir yönü de olduğunu ortaya koydu. "Bu filo sadece bir insani yardım konvoyu değildir. Aslında bu yolculuk, bir ayetin ete kemiğe bürünmesidir" diyerek çağın en önemli sınavlarından birine tanıklık ettiklerini ifade etti.
Sumud Filosu, Gazze’ye ulaşmasına saatler kala hem taşıdığı insani yardımlarla hem de taşıdığı mesajlarla dikkat çekiyor.