Van Haber

Urartu’nun en büyük hükümdarı: I. Argişti

Van Kalesi’nin eteklerinden Kafkasya’nın derinliklerine kadar uzanan, Asur İmparatorluğu’nun korkulu rüyası haline gelen ve bugün modern Erivan’ın temellerini atan o efsanevi lider... Rus arkeolojisinden İran tabletlerine, Osmanlı coğrafyasından Cumhuriyet dönemi kazılarına kadar uzanan arşivler tek bir isme işaret ediyor: I. Argişti.

Abone Ol

Tarih sahnesi, Doğu Anadolu’nun sarp kayalıklarında M.Ö. 9. yüzyılda yükselen ve "Biainili" olarak kendilerini adlandıran Urartuların muazzam yükselişine tanıklık etti. Ancak bu medeniyetin bir hükümdarı var ki, sadece bir kral olarak değil, aynı zamanda askeri bir deha ve usta bir şehir plancısı olarak tarihe geçti. Babası Menua’dan devraldığı güçlü krallığı bir imparatorluğa dönüştüren, Asur kaynaklarında "kuzeyden gelen fırtına" olarak nitelendirilen bu isim I. Argişti’dir. Arşivlerin tozlu rafları aralandığında, onun sadece bir savaşçı değil, bugünkü Ermenistan, İran ve Türkiye topraklarını birleştiren stratejik bir akıl olduğu ortaya çıkıyor. (Cumhuriyet Dönemi Arkeolojik Kazı Raporları ve Türk Tarih Kurumu Arşivleri)

ASUR’A KAFA TUTAN GÜÇ: KUZEYİN HAKİMİYETİ

I. Argişti’nin (M.Ö. 785-763) tahta çıkışı, Ortadoğu’nun siyasi haritasının yeniden çizilmesi anlamına geliyordu. O dönemde dünyanın süper gücü kabul edilen Asur İmparatorluğu, kuzey sınırlarında hiç beklemediği bir dirençle karşılaştı. Argişti, babası Menua’nın başlattığı imar ve kalkınma hamlesini, agresif ve son derece planlı bir askeri genişleme politikasıyla birleştirdi. Özellikle Asur kaynakları ve yıllıklarında, Urartu kralının güney seferlerinden endişe ve korkuyla bahsedilmesi, onun askeri kapasitesinin en büyük kanıtıdır. Argişti, Asur'un kuzey ticaret yollarını keserek, rakibini ekonomik bir darboğaza sürükledi ve Urartu’yu dönemin en zengin devletlerinden biri haline getirdi. (Asur Kraliyet Yıllıkları ve British Museum Çivi Yazısı Koleksiyonu)

ERİVAN’IN DOĞUŞU: EREBUNİ KALESİ

I. Argişti’nin büyüklüğü sadece savaş meydanlarında değil, kurduğu şehirlerde de gizlidir. Rus İmparatorluğu döneminde ve sonrasında Sovyet arkeologların Kafkasya’da, özellikle Karmir-Blur ve Arin-Berd höyüklerinde yaptıkları kazılar, Argişti’nin vizyonunu gözler önüne sermiştir. M.Ö. 782 yılında, yani Roma’nın kuruluşundan bile önce, Argişti bugün Ermenistan’ın başkenti olan Erivan’ın kökeni sayılan "Erebuni" kentini kurdu. Argişti’nin burada bulunan kitabesinde, "Ben Menua oğlu Argişti, bu görkemli kaleyi inşa ettim ve ona Erebuni adını verdim" ifadesi yer alır. Bu kayıtlar, Rus ve Ermeni tarihçiler tarafından Urartu’nun kuzeydeki en büyük genişlemesi ve yerleşik düzene geçişinin zirvesi olarak kabul edilmektedir. Bölgedeki tahıl ambarları ve şarap mahzenleri, Argişti'nin sadece fetheden değil, aynı zamanda halkını besleyen bir lider olduğunu gösterir. (Rusya Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsü ve Erebuni Müzesi Kayıtları)

HORHOR YAZITLARI VE VAN KALESİ’NDEKİ MÜHÜR

Argişti’nin icraatlarını en net okuduğumuz yer ise şüphesiz başkent Tuşpa, yani bugünkü Van’dır. Van Kalesi’nin güney yüzünde, ulaşılması güç bir noktada bulunan ve "Horhor Yazıtları" olarak bilinen anıtsal kitabe, kralın yıllıklarını içerir. Bu yazıtlar, bir hükümdarın kendi ağzından tarihini taşa kazıması açısından dünya mirasının en nadide örneklerindendir. Osmanlı döneminde bölgeyi gezen seyyahların dikkatini çeken ancak tam anlamıyla çözülemeyen bu metinler, Cumhuriyet dönemi epigrafistleri ve dilbilimcileri tarafından analiz edildiğinde Argişti’nin 14 yıllık saltanatı boyunca her yıl sefere çıktığı ve imparatorluk sınırlarını Çoruh Nehri’nden Urmiye Gölü’ne kadar genişlettiği anlaşılmıştır. Bu yazıtlar, onun sadece bir kral değil, tanrı Haldi adına savaşan kutsal bir komutan olduğunu vurgular. (Osmanlı Tahrir Defterleri Coğrafi Atıflar ve Prof. Dr. Afif Erzen Araştırmaları)

İRAN COĞRAFYASINDA URARTU İZLERİ

İmparatorluğun doğu kanadı olan bugünkü İran coğrafyası (Batı Azerbaycan Eyaleti), Argişti döneminde tam anlamıyla Urartu egemenliğine girmiştir. İran Kültürel Miras ve Turizm Kurumu ile ortak yürütülen çalışmalarda, Urmiye Gölü çevresinde ve Bastam bölgesinde Argişti dönemine tarihlenen kaleler ve sulama kanalları tespit edilmiştir. Bu bölge, Urartu ordularının lojistik merkezi olarak kullanılmış ve Asur’a karşı yapılan manevralarda kilit rol oynamıştır. Argişti, fethettiği bölgelerdeki halkları imparatorluğun farklı yerlerine iskân ederek (nüfus mübadelesi), hem iş gücü ihtiyacını karşılamış hem de olası isyanların önüne geçmiştir. Bu stratejik nüfus mühendisliği, onun devlet yönetimindeki rasyonel zekâsının bir yansımasıdır. (İran Ulusal Müzesi ve Bastam Kazı Raporları)

NEDEN EN BÜYÜĞÜ O?

Tarihçiler arasında Menua'nın "İmar Kralı", II. Sarduri'nin ise "Zirve ve Çöküşün Başlangıcı" olduğu tartışılsa da, I. Argişti "İmparatorluğun Mimarı" olarak öne çıkar. Urartu Krallığı'nı yerel bir güçten, Yakın Doğu'nun dengelerini değiştiren bir süper güce dönüştüren odur. Hem kılıcıyla sınırları genişletmiş hem de kalemiyle (inşaatlarıyla) medeniyeti yükseltmiştir. Bugün Van Kalesi’ne bakıp o devasa taş blokları görenler veya Erivan’da Erebuni kalıntılarını gezenler, aslında tek bir adamın, I. Argişti’nin vizyonuna tanıklık etmektedir. Kaynakların çapraz okuması yapıldığında, Urartu'nun altın çağı tartışmasız bir şekilde onun saltanat yıllarıdır.