Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Vedat Erdem, bahar aylarının gelmesiyle ortaya çıkan alerjik hastalıklara karşı dikkat edimesi gerekenleri İLKHA mikrofonlarına anlattı.


Dr. Erdem, toplumun alerjik hastalıklara daha fazla önem göstermesi gerektiğini dile getirerek, kimi zaman kendinde alerjik hastalık olduğunu düşünenlerin yanıldıklarını ve yanlış tanı yüzünden gereksiz yere tedavi aldıklarını ya da hayatlarını kısıtladıklarını gördüklerini ifade etti.

"Alerjik hastalıklara tanı konulması deneyim gerektirir"

Göğüs hastalıkları uzmanı Dr. Vedat Erdem

Alerjik hastalıkların güncel ve çok sık rastlanılan bir durum olduğunu belirten Erdem, "Alerji, bağışıklık sistemimizin yabancı maddelere karşı verdiği anormal bir yanıttır. Vücudumuz alerjik olduğu maddelere verdiği yanıtlar ya da reaksiyonlar sonucu ortaya çıkan bulgular etkilediği organ sistemine göre farklılıklar gösterebilir. Bulgular çok hafif olabileceği gibi yaşamı tehdit eden anafilaksi gibi ağır da olabilir. Alerjen olarak adlandırdığımız yabancı maddeler ile karşılaştığınızda bulgular ortaya çıkabilir. Hapşırık, burun akıntısı, kaşıntı, öksürük, hırıltı, nefes darlığı, ciltte kaşıntı ve kızarıklık, yüzde, dudaklarda ve gözde şişlik, gözlerde kızarıklık ve kaşıntı, tansiyon düşüklüğü, bayılma gibi şikayetleriniz alerjik bir hastalığa bağlı olabilir. Alerjik hastalıklara tanı konulması deneyim gerektirir. Kimi zaman kendinde alerjik hastalık olduğunu düşünenlerin yanıldıklarını yanlış tanı yüzünden gereksiz yere tedavi aldıklarını ya da hayatlarını kısıtladıklarını görüyoruz. Bu nedenle mutlaka , ilgili uzmanı tarafından değerlendirilmesi gereklidir." dedi.

"Polenlerin yoğun olduğu mevsimlerde zorunlu değilse dışarı çıkmayın"

Özellikle son zamanlarda havaların ısınmasıyla beraber ağaç ve çiçek polenlerinin de etrafa yayılmasıyla alerjik belirtiler ile gelen hastalarda çok belirgin bir artış olduğunu söyleyen Erdem, "Polenler (çiçek tozları) çiçekli bitkilerin çoğalmasına aracılık eden protein yapısında maddelerdir. Polen taneleri gözle görülemeyecek kadar küçük olup bir polen tozunda binlerce polen tanesi bulunabilir ve rüzgar ile çok uzak yerlere kolayca taşınabilirler. Polen alerjisi olan kişilerde polenle karşılaşma ya da sonrasında görülecek belirtiler vardır. Mesela polenlerin solunum yolu ile alınması durumunda burunda alerjik rinit belirtileri görülebilir. Burunda görülen bulgular; Kaşıntı, akıntı, tıkanıklık, hapşırık, Gözlerde; kaşıntı, sulanma, kızarıklık, şişlik görülebilir. Astımlı hastalarda atak başlayabilir. Öksürük, hırıltı, nefes darlığı gibi bulgular ortaya çıkabilir." ifadelerini kullandı.

Polenlerden korunmak için polenlerin yoğun olduğu mevsimlerde zorunlu değilse dışarı çıkılmamasını belirten Erdem, polen alerjisinden uzak durabilmek için şunları söyledi:

"Polenler gün içinde özellikle sabah erken saatlerde ve öğle saatlerinde yoğun olarak bulunurlar. Yağmur yağdıktan sonraki ilk birkaç saat ve akşam saatlerinde polen yoğunluğu büyük oranda azalmaktadır. Dışarı aktivitelerinizde planlamanızı iyi yapın. Polenlerin yoğun olduğu mevsimlerde, özellikle sabah ve öğle saatlerinde ve kuru ve rüzgarlı havalarda zorunlu değilse dışarı çıkmayın. Açık hava aktivitelerinde bulunmayın veya en aza indirin. Sportif faaliyetler için kapalı alanlar tercih edilmelidir. Kendinizi Polenlerden Koruyun; Şapka (siperli) takın, gözlük kullanın, uzun kollu ve bacaklı giysiler giyinin, eve girince bu giysileri değişin, bol su ile duş alın veya saçınızı ve yüzünüzü bol su ile yıkayın, evinize ya da aracınıza polen girmesine izin vermeyin, çamaşırlarınızı polen mevsiminde ev içerisinde kurutun, kapı ve pencerelerinizi özellikle polenlerin yoğun olduğu saatlerde kapalı tutun, evde ve arabanızda Polen filtreli klima kullanabilirsiniz ve son olarak arabanızı kullanırken camlarının açık olmamasına dikkat edin."

"Tüm dünyada sadece astımlı hasta sayısının 300 milyon olduğu tahmin edilmektedir"

Alerji konusunun toplum nezdinde bazen hafife alındığını ifade eden Erdem, "Alerji konusu önemli bir konu. Zannedilenin aksine toplumda yüksek oranda bulunmakta. Son 30-40 yıl içerisinde çok yaygın olarak görülmeye başlanmıştır. Öyle ki tüm dünyada sadece astımlı hasta sayısının 300 milyon olduğu tahmin edilmektedir. Dolayısıyla alerjik hastalıklarda tanısal işlemler her hastalığa özgü olarak doktorunuz tarafından karar verilerek yapılabilir. Vücutta aşırı duyarlılık gelişmekte, histamin dediğimiz bileşiğin vücutta salgısını arttırarak semptom vermekte. Anti histamik dediğmiz alerjik ilaçlara başlayarak ve sıkı takiplerle kontrol altında tutmaya çalışıyoruz. Hastalarımızın bu konuyu daha fazla önemsemelerini bekliyoruz." diye konuştu.

Erdem son olarak alerjik hastalığın nasıl kontrol edilebileceğiyle ilgili şu tavsiyelerde bulundu:

"Unutmamanız gereken 3 şey hastalığınızı kontrol edebilmenizin temelini oluşturmaktadır: Şikayetlerinizin nerede, ne zaman ve nasıl ortaya çıktığını iyi bilmelisiniz. Alerjenlerden olabildiğince uzak durmalısınız ve tedavinize (ilaç, aşı vb) harfiyen uymalısınız. Tedavinin temel stratejisi olan bu üç kurala uyulması başarı şansımızı artıracaktır." (İLKHA)