Kitabesi ve vakfiyesi bulunmayan Kırmızı Camii’nin, mimari özellikleri ve bölgesel tarih göz önünde bulundurularak XVI. yüzyılda Müküs beylerinden biri tarafından yaptırıldığı tahmin ediliyor.
Farklı dönemlerde yapılan eklemelerle üç aşamalı bir yapı evresine sahip olan cami, Bahçesaray’ın tarihsel ve kültürel kimliğini yansıtan önemli bir eser olarak öne çıkıyor.
Restorasyon sürecinde caminin tarihi dokusunun korunması, özgün mimarisinin aslına uygun biçimde geleceğe aktarılması ve çevresinin kültürel turizme kazandırılması hedefleniyor.
Uzman restoratörler ve mimarların gözetiminde yürütülecek çalışmalar kapsamında, yapıdaki özgün taş işçiliği, duvar örgüsü ve detayların titizlikle korunması hedefleniyor.
Yetkililer, restorasyon tamamlandığında Kırmızı Camii’nin yalnızca bir ibadet mekânı değil, aynı zamanda bölgenin tarihine ışık tutan kültürel bir durak haline geleceğini belirtti.
Kırmızı Camii’nin restorasyonunun, Bahçesaray’ın tarihi dokusuna yeniden hayat vermesi beklenirken, eserin özgün mimarisi korunarak hem inanç turizmine hem de kültürel tanıtıma katkı sağlaması hedefleniyor.
Bahçesaray’ın taş evleriyle çevrili dar sokakları arasında yer alan Kırmızı Camii, kendine has mimarisiyle ziyaretçilerini adeta geçmişe götürüyor. Restorasyonun tamamlanmasıyla birlikte, hem yerel halkın ibadet hayatına hem de bölge turizmine yeni bir soluk getirmesi bekleniyor.
            
            
                



