Sarp bir kayalık üzerine inşa edilen kale, etkileyici boyutlara sahiptir: yaklaşık 1800 metre uzunluğunda, 120 metre genişliğinde ve 80 metre yüksekliğindedir. Van Kalesi, Urartuların yalnızca askeri amaçlarla değil, aynı zamanda yönetimsel ve sembolik bir merkez olarak da kullandıkları önemli yapılardan biridir. Bu tarz kalelere, günümüz Türkiye, Ermenistan ve İran sınırları içinde sıkça rastlanır. Genellikle kayalık tepeler üzerine inşa edilen bu yapılar, düşman saldırılarına direnmekten çok, bölgeyi kontrol altında tutmak ve gücü simgelemek amacıyla yapılmıştır.
Kalenin duvarlarının bir kısmı ise Orta Çağ döneminde yeniden inşa edilmiş olup, zaman içinde birçok medeniyetin izlerini taşımaktadır. Ayrıca halk arasında, kalenin dev insanlar tarafından yapıldığına dair söylenceler de mevcuttur. Bu söylentiler, kalenin büyüklüğü ve inşa tekniklerinin dönemin koşullarına göre imkânsız görünecek kadar gelişmiş olduğu inancından kaynaklanmaktadır.
1915-1916 yılları arasında bölgede kazı çalışmaları yürüten Rus arkeologlar, Urartu Kralı Sarduri’ye ait yazıtlar (annallar) ortaya çıkarmış ve kale planını detaylı şekilde belgelemeyi başarmışlardır. Bu çalışmalar, Van Kalesi'nin yalnızca mimari olarak değil, epigrafik ve arkeolojik olarak da büyük bir öneme sahip olduğunu göstermiştir.