Van Haber

Van’da baba-oğulun öldürülmesine ilişkin Kaval ailesinden dikkat çeken açıklama!

Van'da geçtiğimiz Pazar günü baba ile oğlunun hayatını kaybettiği vahim olayın ardından, cinayet zanlıları ile aynı soyadını taşıyan Kaval Ailesi adına iş insanı Ahmet Kaval, bir açıklama yayımladı.

Abone Ol

Van’da 23 Kasım Pazar günü gece saatlerinde yaşanan dehşet verici olayda baba Nihat Özeler ile oğlu Kerim Özeler hayatını kaybetmişti. Acı olay sonrası cinayetin failleri olarak gösterilen Bayram Kaval ve Serdar Kaval ile soyisimleri aynı olan Kaval ailesi adına yazılı bir açıklama yapıldı.

Aile adına sosyal medya hesabından açıklama yapan iş insanı Ahmet Kaval, çıkan manipülatif paylaşımlara cevap verdi.

“HİÇBİR AKRABALIK VEYA SOY BAĞI BULUNMAMAKTADIR”

Bayram Kaval ve Serdar Kaval ile hiçbir akrabalık veya soy bağlarının bulunmadığını söyleyen Ahmet Kaval, şu ifadelere yer verdi:

“23.11.2025 tarihinde Van’da yaşanan ve iki insanımızın hayatını kaybettiği elim olayı büyük bir üzüntüyle takip ediyoruz. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, acılı ailelere sabır diliyoruz. Bu vahim şiddet hepimizin yüreğine dokunmuştur. Menfur hadisenin failleri olan Bayram Kaval ve Serdar Kaval ile ailemiz arasında hiçbir akrabalık veya soy bağı bulunmamaktadır. Şahsımı ve ailemi yakından tanıyan herkesin bildiği bu gerçeği, sosyal medyada ortaya çıkan manipülatif paylaşımlar nedeniyle kamuoyunun bilgisine sunma zorunluluğu doğmuştur.

Fail kim olursa olsun böylesine acı bir olayı tasvip etmemiz mümkün değildir; bu durum ailemizde de derin bir üzüntü yaratmıştır. Soyadı benzerliği üzerinden yapılan yorum ve ithamların, olayla ilgisi bulunmayan masum insanları hedef haline getirdiğini üzülerek görmekteyiz. Ailemiz ile olayın failleri arasındaki soyadı benzerliği bir akrabalık ilişkisine değil, “Kaval Bölgesi” olarak bilinen coğrafyada yaşayan ve birbirleriyle kan bağı bulunmayan 22 farklı ailenin tarihsel olarak aynı soyadını taşımasına dayanmaktadır. Olaya karışan kişiler bu 22 aileden yalnızca biridir. Ailemiz ise 1970’li yıllardan bu yana Van’da ikamet etmekte olup yapılacak basit bir araştırmayla bu gerçek kolaylıkla ortaya çıkacaktır. Ailemiz bu şehirde büyümüş, iş kurmuş, istihdam sağlamış ve bugüne kadar hiçbir kişi, kurum ya da toplulukla sorun yaşamadan bu kente değer katmak için çaba göstermiştir. Van bizim evimizdir. Olayın yaşandığı günden beri Van’da, işimizin başındayız ve süreci sağduyuyla yakından takip ediyoruz.

Beklentimiz, gerilimin artması değil; adaletin eksiksiz, objektif ve gecikmeksizin işlemesidir. Silahlanmanın, öfkenin ve şiddetin böylesine kolay can alabildiği bir noktaya gelmiş olmamız, hep birlikte düşünmemiz gereken ciddi bir toplumsal alarmdır. Sağduyuyu, hukuku ve merhameti büyütmek; bu şehirde birlikte yaşam kültürünü yeniden güçlendirmek hepimizin sorumluluğudur. Son günlerde faillerin Hakkarili olmasından hareketle Hakkarili hemşehrilerimize yönelik sosyal medyada yükselen nefret dili ve ayrıştırıcı söylemler bizleri derinden kaygılandırmaktadır. Menfur olayla hiçbir ilgisi bulunmayan toplulukları suçlamak, şehrimize de adalete de vicdana da yakışmamaktadır. Van hepimizin evidir—kimse ötekileştirilmemelidir. Biz, adaletin en doğru şekilde tecelli edeceğine ve faillerin hak ettikleri cezaya çarptırılacağına inanıyor; Van’ın huzuruna, birlikte yaşam iradesine ve ortak geleceğine güveniyoruz. Destek olan, empati kuran herkese teşekkür ederiz.”