Elif Yüksek - Vanolay

Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, 18-25 yaş arasındaki tüm gençlere ücretsiz "Müzekart GNS" verileceğini açıkladı.

Projeden yararlanmak isteyen 18-25 yaş arası gençler, "muzekartgns.com" adresi üzerinden başvuru yaparak dijital kartlarını oluşturabilecek. Ülke genelindeki 300'den fazla müze ve ören yerini ücretsiz görme imkânı sunan uygulama başladı.

VAN’DA GEZİLEBİLECEK YERLER

Bakanın müjdesi sonrası gençler müze araştırmasına girerken Van’da ücretsiz gezilebilecek müze ve ören eyrlerini araştırdık. İşte Van’da ziyaret edilebilecek müze ve ören yerleri;


VAN MÜZESİ

Dünya üzerinde yaşanan en eski kentlerden birisi olan Van şehri Urartu Uygarlığına başkentlik yapmış, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de önemini korumaya devam etmiştir. Müze kurma fikri, birçok medeniyetlere ev sahipliği yapmış Van sınırlarındaki alanlardan farklı yollarla elde edilen taşınır kültür varlıklarının bir yerde muhafaza altına alınması ihtiyacı ile ilk kez 1932 yılında doğmuştur.  1945 yılında Müze Memurluğu, 1972 yılında da Müze Müdürlüğü olarak hizmet vermeye başlamıştır.   

Yeni Müze binasında, çağdaş müzecilik anlayışıyla hazırlanan teşhir salonlarımızda Van ili ve çevresine ait eserlerden oluşan seçkin bir koleksiyon sergilenmektedir. Paleolitik, Neolitik, Kalkolitik, Urartu, Pers, Roma, Bizans, İslami, Selçuklu, Türk-İslam, Osmanlı dönemlerine ait eserlerin, kronolojik sırayla sergilendiği bölümler, ziyaretçilerini eşsiz bir tarih yolculuğuna çıkarmaktadır. Kapalı alanı yaklaşık 10.000 m2 kapsayan müze kompleksinde, ziyaretçilerin farklı bir deneyim yaşayacakları, kafeterya, konferans salonu, derslikler,  ihtisas kütüphanesi, çocuk oyun alanları, hediyelik eşya standı ve geçici sergi salonları bulunmaktadır.


AKDAMAR ANIT MÜZESİ

Akdamar Anıt Müzesi (Kilisesi), Van’ın Gevaş ilçesi yakınlarında, Van Gölü’nün ikinci büyük adası olan Akdamar Adası’nda bulunmaktadır. Ermeni Vaspurakan Kralı I. Gagik Ardsruni tarafından saray kilisesi olarak M.S. 915-921 tarihleri arasında Mimar Keşiş Manuel’e inşa ettirilmiştir. Abbasilere bağlı olarak 908-1021 yılları arasında Van ve çevresinde hüküm süren Vaspurakan Krallığının kültürel çeşitliği ve etkileşimini bütünüyle yansıtan Akdamar Anıt Müzesi (Kilisesi), hem mimarisi hem de süslemeleri ile dünya mimarlık tarihi içinde önemli bir yere sahiptir.
 
Akdamar Anıt Müzesi (Kilisesi), Ermeni mimarisinde Hripsime tipi olarak adlandırılan kare, köşe nişli dört yapraklı yonca planlıdır. Kilisenin kuzeydoğusundaki şapel 1296-1336 tarihlerinde; batısındaki jamatun 1763 tarihinde; güneyindeki çan kulesi 18. yüzyıl sonlarında ilave edilmiştir. Kilise, 2005-2006 yıllarında restore edilmiş, 2007 yılında anıt müze olarak hizmete girmiştir. Kilisenin cephelerini çeşitli bordürler halinde kuşatan ve duvarların orta ve alt kısımlarında heykel şeklinde canlandırılan figürlü taş kabartmalarda, İncil ve Tevrat’tan alınan dini sahneler, Hz. İsa ve Meryem, havariler, peygamberler, Ermeni asiller, saray yaşantısı, av sahneleri, günlük hayattan figürler, çeşitli hayvan, meyve, bitkisel ve geometrik motifler tasvir edilmiştir.


VAN KALESİ

Van il merkezinin sınırları içerisinde olup, merkeze 5 km mesafede bulunmaktadır. Van ovasındaki doğu-batı doğrultusunda uzanan kaya kütlesi üzerine kurulmuştur. Kayalık, 20-120 m arasında değişen genişlikte, 1800 m uzunluğunda ve 100 m. yüksekliğinde doğal bir kütleye sahiptir. Güneyden sarp ve dik, kuzeyden meyilli topografik bir özellik göstermektedir. Üç bölümlü kalenin kuzeydeki çıkış yolu, batıdan doğuya doğru hafif rampa şeklindedir. Tuşpa adıyla uzun süre Urartu Devleti'nin başkentliğini yapan kale, Urartu kralı I. Sarduri tarafından M.Ö. 840-825 tarihleri arasında kurulmuştur. Kalede Urartular'dan kalma Madır (Sardur) Burcu, Analı-Kız açık hava tapınağı, 1. Argişti, Kurucular, Menua ve II. Sarduri kaya mezarları, Bin Merdivenler ile ana kayaya oyulmuş sur duvar yatakları ve sur duvarları bulunmaktadır. Kalede Urartular'dan sonra Osmanlı'ya kadar Pers yazıtı dışında herhangi bir kalıntı gelmemiştir. Doğu tarafindaki sur ve kuleler, kuzey batıya bakan kale giriş kapısı, tahkimat ve diger beden duvarları, Yukarı Kale, Süleyman Han Cami ve minaresi ile askeri amaçlı kerpiç ve taştan çeşitli yapılar, Osmanlı döneminden kalmadır. Tahkimatı sağlayan beden duvarları, burçlar ve kuleler moloz taş, kerpiç ile kesme taş malzeme ile yapılmıştır. Bu duvar ve tahkimatlar kuzeyden kalenin siluetini oluşturmaktadır. Osmanlı döneminde kale tamamen askeri amaçlı olarak kullanılmıştır. Asıl şehir kalenin güneyinde kurulmuştur. Burası da surlarla çevrilmiş. 1915’ten sonraki tahrip olmuş haliyle günümüze ulaşmıştır.


ÇAVUŞTEPE KALESİ

1961 yılından beri Türk bilim adamlarınca kazı yapılan Çavuştepe'de; Aşağı ve Yukarı Kale, ortada ana giriş kapısı ile birleşmektedir. Doğuda bulunan Yukarı Kale'de büyük bir kaya platformu ve Urartu Baş Tanrısı Haldi'ye ait tapınak bulunmaktadır. Aşağı Kale' de çok sayıda atölye binaları, 4-5 m. yüksekliğinde taş surlar, saray, depo, mahzenler, Urartu Tanrısı İrmuşini'ye ait tapınak yer almaktadır.
Van’ın 24 km. güneydoğusunda bulunan Çavuştepe Kalesi M.Ö. 764-735 yılları arasında hüküm süren Urartu Kralı II. Sarduri tarafından inşa ettirilmiştir.


HOŞAP KALESİ

Van'ın Gürpınar ilçesinde, Van-Hakkari karayolu üzerindeki Hoşap(Güzelsu)'da yer almaktadır. Hoşap, Van'a 60 km, Gürpınar ilçe merkezine ise 40 km uzaklıkta bulunmaktadır. Hoşap Suyu’nun kuzeybatısında sarp ve dik bir kaya kütlesi üzerine kurulan kale, iç kale ile bunun kuzeyindeki dış kaleden oluşmaktadır. Geçmişi itibariyle Urartu Devletine kadar uzanan kale, Osmanlı Devleti'ne tabi Mahmudi Beyleri'nin yaptırdığı şekliyle günümüze ulaşmıştır. İç kale giriş kapısı üzerindeki kitabesine göre Mahmudi Süleyman Bey tarafından, H. 1052 (1643) tarihinde yaptırılmıştır. Dış kale surları arazinin yapısına göre şekillenmiş doğu, kuzey ve batıdan dolanan surlarla çevrelenmiştir. Doğu surları kısmen, batıdakiler ise büyük ölçüde yıkılmış durumdadır. Surları destekleyen burçlardan bazıları günümüze gelmiş, ayrıca doğu ve batıdaki kapıları tamamen yıkılmıştır. Dış kalenin kuzeydoğusunda bir gözetleme kulesi yer almaktadır. İçerisinde bugün bir cami kalıntısı ile köy evleri mevcuttur. İç kale, güneyden sarp, kuzeyden eğimli bir kütle üzerine kurulmuştur. Kuzey, doğu ve batıdan kale beden duvarları, burç, ve kulelerle tahkim edilmiş, kuzeydoğuya ikinci bir tahkimat yapılmıştır. Kaleye, kuzey tarafta, ortaya yakın bir yerde bulunan giriş burcuna açılmış bir kapı vasıtasıyla girilmektedir. Taç kapı şeklinde düzenlenmiş burcun batı cephesinde kitabe, kör pencere ve aslan kabartmaları belirli bir hareketlilik sağlamaktadır. Ayrıca orijinal demir kapı kanatları hala işlevini sürdürmektedir. İçerisinde Mahmudi Sarayı olarak nitelenen kompleks yapılar yer almaktadır. Bunlar kalenin güney tarafında sıralanmaktadır. En üst ve doğu kesimde seyir köşkü, bunun hemen batısında harem ve en batı uçta da selamlık yer almaktadır. Mescid, zindan, fırın ve sarnıç iç kalenin diğer yapılarıdır. XIX. yüzyıl ortalarında terkedilmiş olan kale, içerisindeki yapılarıyla günümüze büyük ölçüde sağlam olarak gelmiştir. Bu nedenle bölgenin dikkat çeken sembol yapılarından birisidir.

Editör: Suat Tink