VAN OLAY | İSTANBUL - Küresel ekonomik belirsizliklerin gölgesinde parlayan altın, 2025'i rekorlarla kapatmaya hazırlanıyor. Yılbaşından bu yana yüzde 43 değer kazanan ons altın, 1979'dan sonraki en yüksek yıllık getiriyi sağlayarak tarihi bir performansa imza atıyor. Uzmanlar, Fed'in faiz politikaları ve jeopolitik risklerle desteklenen yükseliş trendinin devam edeceği ve ons fiyatının 2026'da 4.000 dolar seviyesine çıkabileceği öngörüsünde bulunuyor.
46 Yıllık Rekor Kırılmak Üzere
Piyasa verilerine göre, yıla 2.623 dolardan başlayan ons altın, eylül ayı itibarıyla 3.791 dolarlık rekor seviyeye ulaştı. Bu performans, altını 2025'in en karlı yatırım araçlarından biri haline getirdi. Altın, bir önceki en yüksek yıllık performansını ise yüzde 126,5'lik getiriyle 1979'da kaydetmişti. Mevcut artış hızı korunursa, altın 46 yıl sonra en güçlü yıllık kazançlarından birini elde etmiş olacak.
Yükselişin Arkasındaki 4 Temel Dinamik
Capital Economics İklim ve Emtia Ekonomisti Hamad Hussain, altındaki yükselişin arkasındaki temel itici güçleri dört başlıkta özetliyor:
-
Fed Faiz Politikaları: Fed'in faiz indirim sürecine ilişkin güçlü beklentiler ve bankanın bağımsızlığına dair endişeler.
-
Jeopolitik Riskler: Küresel tansiyonun yarattığı güvenli liman arayışı.
-
Merkez Bankası Alımları: Küresel merkez bankalarının altın rezervlerini güçlendirme stratejisi.
-
Çin'deki Güçlü Talep: Çinli yatırımcıların artan altın iştahı.
Aylık Bazda En Güçlü Performans Mart'ta
Altın, 2025'in ilk dokuz ayında aylık bazda da istikrarlı bir yükseliş grafiği çizdi. En yüksek aylık kazanç yüzde 9,26 ile mart ayında kaydedilirken, mayıs ve temmuz ayları hariç tüm aylarda artış gösterdi. Eylül ayındaki yüzde 8,54'lük yükseliş ise yılsonu momentumunun ne kadar güçlü olduğunu gözler önüne serdi.
"4.000 Dolar Beklentisi" Giderek Güçleniyor
Hamad Hussain, destekleyici makroekonomik koşulların devam etmesi halinde altın fiyatlarındaki yükseliş trendinin süreceğini vurguladı. Hussain, "Altının ons fiyatının gelecek yıl 4.000 dolara ulaşabileceğini öngörüyoruz. Merkez bankası alımları ve Çin'deki güçlü talep, bu trendin temel itici gücü olmaya devam ediyor" açıklamasını yaptı.
