Van’da düzenlenen “Kürt Meselesine İnsani Çözüm Çalıştayı”nda konuşan ENKS Türkiye Temsilcisi Müslüm Muhammed, Kürtlerin haklarını elde etmeden Orta Doğu’da kalıcı barış ve istikrarın mümkün olmayacağını belirterek, “Kürtlerin arzusu, kardeşleri gibi kendi topraklarında onurlu bir şekilde yaşamaktır.” dedi.
KÜRTLERİN HAKKI TESLİM EDİLMEDEN BARIŞ GELMEZ
HÜDA PAR İnsan Hakları ve Hukuk İşleri Başkanlığı tarafından Van’daki bir otelde “Kürt Meselesine İnsani Çözüm Çalıştayı” düzenlendi. Çalıştayın üçüncü oturumuna, HÜDA PAR Eğitim İşleri Başkanı Yahya Oğraş başkanlık yaptı.
Programda konuşan ENKS (Suriye Kürt Ulusal Konseyi) Türkiye Temsilcisi Müslüm Muhammed, “Sürecin Suriye Kürtleri Üzerindeki Yansımaları” başlıklı sunumunda, diyalog ve müzakerenin Kürt halkının temel felsefesi olduğunu vurguladı.
“SAVAŞ, APTALLARIN DİLİDİR”
Diyaloğun aklın dili olduğunu belirten Muhammed, “ENKS olarak felsefemiz diyalog ve müzakere felsefesidir. Diyalog; beyinden, bilinçten, aklın dilinden gelir. Bunun karşıtı olan savaş ise, aptalların dilidir.” dedi.
Suriye’de Esad rejimi öncesinde ve sonrasında Kürtlerin zulme uğradığını hatırlatan Muhammed, “Ancak davamıza olan inancımız bizi ayakta tuttu. Fakat ne yazık ki diyalog ve müzakere anlayışının Ortadoğu’da bir karşılığı yok.” ifadelerini kullandı.
“DÖRT MİLLETİN BİRLİĞİ ORTA DOĞU’NUN ANAHTARIDIR”
Ortadoğu’nun asli unsurlarının Araplar, Kürtler, Türkler ve Farslar olduğunu belirten Muhammed, “Bu dört millet kardeştir. Ancak bu kardeşlerden birinin hakkı yoksa, aramızda kardeşlik de eksiktir. Yabancıların aramıza fitne sokmaması için bu kardeşlik adaletle güçlenmelidir.” dedi.
Sorunların Müslümanlar arasında kardeşçe çözülmesi gerektiğini vurgulayan Muhammed, “Biz Müslümanız, kendi meselelerimizi kendi içimizde çözebiliriz.” ifadelerini kullandı.
“KÜRTLER SAVAŞ İSTEMİYOR, HAKLARINI İSTİYOR”
Kürtlerin barıştan yana olduğunu belirten Muhammed, “Kürtler savaş istemiyor. Onların arzusu kardeşleri gibi kendi topraklarında haklarıyla yaşamaktır. Bu, Allah’ın onlara verdiği bir haktır.” dedi.
Muhammed, bölgesel ve uluslararası güçlerin de halkların kendi topraklarında özgürce yaşama hakkını tanıması gerektiğini sözlerine ekledi.
