Mitolojide aşk, cinsellik ve savaşla ilişkilendirilen Tanrıça İnanna'nın adının kütüphaneye verilmesi, bazı çevrelerce ‘inançlara saygısızlık’ ve ‘ideolojik dayatma’ olarak yorumlandı. Sosyal medya platformlarında ve yerel haber sitelerinde konuyla ilgili çok sayıda eleştiri yorumu yapıldı.
Tepkiler, sadece ismin içeriğiyle sınırlı kalmadı. Kararın halkla istişare edilmeden alınması, Van’ın zengin tarihî ve kültürel kimliğinin göz ardı edilmesi de kamuoyunda rahatsızlık yarattı.
VATANDAŞLARDAN SERT ELEŞTİRİLER
Karara tepki gösteren vatandaşlardan bazıları, belediyeyi ideolojik ve toplumdan kopuk bir çizgide olmakla eleştirdi. Vanlılar yaptıkları yorumlarda, “Bunların hizmet diye bir derdi yok. Varsa yoksa ideolojik siyaset. Bu halkın değerleriyle uğraşmayın. Çöpleri bile toplayamıyorsunuz”, “Van’da yüzlerce bilgin, şair, düşünür varken İnanna ne oluyor? Bu halk ne zaman bu ismi sahiplenmiş? Halkın değerleri hiçe sayılıyor”, “Ben Kürt’üm ve Kürtlüğüme sahip çıkarım ama bu karar Kürt halkını temsil etmiyor. Seçilen meclis üyelerinin bir kısmı Kürtçe’yi bile doğru düzgün bilmiyor”, “Belediye halka hizmet edeceğine, mitolojik figürler üzerinden kimlik inşa etmeye çalışıyor. Bu kabul edilemez” ifadelerine yer verdi.
“AHMEDİ HANİ’Yİ GÖRMEZDEN GELİP İNANNA’YA ÖVGÜ” ELEŞTİRİSİ
Eleştirilerin önemli bir kısmı, Van’ın sahip olduğu yerli değerlerin geri planda bırakıldığı yönünde. Van halkı, Ahmedi Hani gibi bölgenin tarihsel ve kültürel sembollerine öncelik verilmesi gerektiğini vurgularken, kütüphaneye verilecek ismin tarihsel bağlamda yerel ve kültürel değerlere dayanması gerektiği görüşünü savundu.
BELEDİYEDEN AÇIKLAMA BEKLENİYOR
Kamuoyunda bu kadar yankı uyandıran karar sonrası, İpekyolu Belediyesi'nden henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Eleştirilerin artmasıyla birlikte gözler, belediyenin bu kararı gerekçelendirecek bir açıklama yapıp yapmayacağına çevrildi.
İpekyolu Belediyesi’nin aldığı bu karar, Van’da toplumsal kutuplaşmayı tetikleyebilecek nitelikte görülürken, Van halkı, hizmete ve katılımcı yönetime odaklanılması gerektiğini savunurken, yerel yöneticilerden şeffaflık, saygı ve istişare çağrısında bulundu.