Kürt edebiyatı ve İslami düşünce tarihinde önemli bir yere sahip olan Abdurrahim Rahmi Zapsu’nun hayatı ve kültürel mirasının çok boyutlu bir biçimde ele alınacağı “6. Kurdiyat Sempozyumu” başladı.
Prof. Dr. Cengiz Andiç Kültür Merkezi'nde düzenlenen sempozyuma; Van YYÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Şevli, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Gülşen Orhan, Abdurrahim Rahmi Zapsu'nun torunu Hasan Cuneyd Zapsu, HÜDA PAR Van İl Başkanı Rasim Sayğın, AK Parti İl Başkanı Abdulahat Arvas, akademisyenler, alimler, iş adamları, STK başkanları ve öğrenciler katıldı.
Türkiye, İngiltere, İsviçre, İran ve Irak’taki 16 üniversiteden 54 akademisyenin katılımıyla yaklaşık 40 bildiri sunulacak olan sempozyum, iki gün sürecek.
“GEÇMİŞE TAKILMAK KADAR, GEÇMİŞİ TANIMAMAK DA YANLIŞ”
Açılış konuşmasını yapan Yaşayan Diller Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Abdulhadi Timurtaş, Kürt dili, edebiyatı ve kültürüne dair mirasın keşfinin önemine dikkat çekerek şunları söyledi:
“Yaşayan Diller Enstitüsü, geçmişe takılmak ve bir noktada donup kalmanın nasıl yanlış bir tutumsa, geçmişi tanımamanın ve göz ardı edilmesinin de yanlış olduğu bilinciyle Kürt diline, edebiyatına ve kültürüne dair mirası keşfetmeye devam ediyor. Bu vesileyle Uluslararası Kurdiyat sempozyumlarının 6’cısıyla karşınızda olmanın sevincini yaşıyoruz. 19. Yüzyıl nasıl birçok düşüncenin ve edebiyatın dönüm noktası ve yeni bir dönemin başlangıcı olmuşsa Kürt Dili ve edebiyatı için de öyle olmuştur. Osmanlının son dönemi ile Cumhuriyetin ilk dönemi edebi ve fikri ekoller arasında önemli bir yer almasına ve dönemin İslami düşünce ekolünün oluşumunda büyük katkısı olmasına rağmen her ne hikmet ise düşünce ve edebi ekollerden bahseden tarihçilerin ve eleştirmenlerin göz ardı ettiği merhum Abdurrahim Rahmi Zapsu’yu bu seneki sempozyumumuzun konusu yaptık ve alanın bilim insanlarını böylesi önemli bir şahsiyetin kültürel, edebi ve ilmi mirasını tartışmaya davet ettik.” dedi.
“AYDIN, KAHRAMAN, ŞAİR, ALİM, DAVETÇİ, MİLLETPERVER”
Abdurrahim Rahmi Zapsu’nun Kürt halkının edebiyatına, kültürüne ve diline hizmet eden bir şahsiyet olmasının yanı sıra halkının İslam’ı doğru anlamaya ve doğru yaşamasına yönelik de gayret eden bir alim olduğuna dikkati çeken Timurtaş, “Modern Kürt edebiyatının öncü mimarlarından olan Abdurrahim Rahmi Zapsu’dan bahsediyorum. O, dönemin işgalci Ruslara karşı vatanını savunmak için savaşan bir kahraman, dönemin düşünce ve edebiyatına katkı sunan bir aydın, genç kuşaklara yönelerek onları eğiten bir eğitmen, duygularını dizelere döken bir şair, halkının İslam’ı doğru anlamaya ve doğru yaşamaya yönelik gayret eden bir alim ve davetçi aynı zamanda mensubu olduğu Kürt halkının edebiyatına, kültürüne ve diline hizmet eden milletperver bir şahsiyettir. Tüm bu meselelere yönelik mücadelesinden ötürü baskılanmış ve ötekileştirilmiş olmasından olacak ki derdini şöyle ifade etmiştir: “Ez bilbil bum di baxê kurdan Qijikan li min kir heyat zindan” Kürtçe ve Türkçe şiirlerinde peygamber sevgisi başta olmak üzere öğüt, hikmet, din, ağıt, vatan sevgisi gibi birçok konuyu ele almıştır. O dönemde her millet gibi Kürtlerin de eğitimlerini kendi dilleriyle görmek istediğine inanan Abdurrahim Rahmi Zapsu, bu amaçla Kürtçe ders kitaplarını hazırlamaya yönelik bir proje yapmış ve birkaç ders kitabını tamamlamıştır. İslam Tarihi ve Hz. Muhammed’in Hayatı isimli eserleri Türkçe yazılmış alanın önemli kaynaklarındandır. Çıkardığı Ehli Sünnet Dergisini İslam’a davet için bir minber olarak görmüştür. Yaşayan Diller Enstitüsü olarak böyle bir şahsiyeti bilim dünyasının gündemine almaktan ve kültürel mirasını keşfetmeye çalışmaktan mutluluk duymaktayız. ” ifadelerini kullandı.
“ZAPSU’YU ANLATMAK ÜNİVERSİTEMİZ ADINA BÜYÜK BİR GURUR”
Sempozyumun düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür eden Van YYÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Şevli de, “Cumhuriyet öncesi ve sonrasındaki süreçte, Türkiye'nin İslami düşünce birikiminde müstesna bir konumda yer alan Abdurrahim Rahmi Zapsu’nun eserlerini ve fikir mirasını akademik bir platformda ele almak, tartışmak ve bu birikimi gelecek nesillere aktarmak, üniversitemiz adına büyük bir gurur vesilesidir. Sosyal, tarihî, siyasî, sanatsal, kültürel ve edebî değerlerimizi bilimsel bir çerçevede incelemek, bu değerleri yeniden anlamlandırmak ve medeniyetimizin köklü birikimini zenginleştirerek yarınlara taşımak bizler için hem akademik hem de toplumsal bir sorumluluktur.” diye konuştu.
“ZAPSU, DAİMA HAKKI SÖYLEYEN BİR ŞAHSİYET OLMUŞTUR”
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Gülşen Orhan ise “Kıymetli misafirlerimize arz etmek isterim ki mevzu Abdürrahim Rahmi Zapsu olduğunda meseleyi sadece edebiyat ve şiir ekseni de konuşmak ve konunun kapsamını belirtme bağlamında yetersiz kalacaktır. Zapsu, hemen her gününde acı tatlı yaşanmışlıkları geniş bir fikir ekseninde eleyerek kağıda dökmüş ve sayısız eser vermiş olması büyük bir iradenin göstergesidir. Zamanın Necip Fazıl Fazıl Kısakürek, Said-i Nursi gibi büyük fikir adamlarını tanımış, Necip Fazıl'ın kimse “Allah diyemezken biz Allah dedik” sözündeki gibi daima hakkı söyleyen bir şahsiyet olmuştur. Görece Zapsu’yu bugün entelektüel diye adlandırılan düşünürlerden ayıran ve dünya vicdanının erdem çizgisinde bir üst kimliğiyle tanımlayan şey onun temel dayanağı noktasının ahlak oluşudur. İnsanı var eden Hak Teâlâ belirlediği dosdoğru yoldaki yolculuğudur. Dağarcığındaki ana dili Kürtçeye eklenmiş, Arapça ve Farsça'dan sonra bir de esir düştüğü Rus topraklarında vurgulamadan geçemeyeyim, esaret şartları altında Almanca ve Rusça'yı öğrenme macerası son derece çarpıcıdır.” dedi.
“DEDEMİN DİLİ UNUTTURULDU, AMA MİRASI YAŞIYOR”
Abdurrahim Rahmi Zapsu’nun torunu Hasan Cuneyd Zapsu da, dedesinin hayatına dair anekdotlar paylaştı. Kürtçenin geçmişte yaşadığı baskılara dikkat çeken Zapsu, şunları ifade etti: “1950’lerin Türkiye’sini düşünün ve bu zamanlarda büyükşehirlerde yaşayan birçok Kürt ailesinin korkudan küçük çocuklarına Kürtçe öğretmediğini… Çok yazık, hakikaten bilhassa küçücük dimağlar bir dil, iki dil, üç dil istediğiniz kadar dili anında öğrenebiliyordu. Her dil bildiğiniz gibi ayrı bir kültür de öğretiyor. Çok üzülüyorum, hele hele burada bir sürü profesör isimlerini gördüm, sizlerin Abdurrahim dedemin eserlerinin bir kısmını aslından inceleyebiliyorken benim birçok yabancı dili anadilim gibi anlayabilirken Kürtçe’nin öğretilmemesi ya da öğretilememesi, memleketimizin bir döneminin sıkıntılarını çok açıkça öne getiriyor. Olağanüstü sosyolojik, kültürel ve ekonomik inşallah müspet değişimler sağlanması için dua ettiğim siyasi gelişmelerin arifesinde bu sempozyumun şuanda olması hakikaten hoş bir tesadüf. Dedem, tüm sınırlamalara karşı sadece düşüncesiyle değil fiilatıyla ve aksiyonlarıyla hareket edebilmiş bir insan. Ne yazık ki ben hep daha vakti değil, önce şu sonra bu diyerek 68 yaşına geldim. Bu yaşıma kadar ama neler yaşadım, neler gördüm, neler duydum ve nelere şahit oldum. Hep daha geniş ve daha sürekli çözüm için çok şeyi içime atmak zorunda kaldım.”
Uluslararası VI. Kurdiyat Sempozyumu, bildiriler ve paneller eşliğinde iki gün boyunca Abdurrahim Rahmi Zapsu’nun çok yönlü kimliğini ve kültürel mirasını farklı boyutlarıyla ele alacak.