HAMAS'ın askeri kanadı Kassam Tugayları, Gazze'de işgalci siyonist rejim tarafından uygulanan zulüm ve soykırıma karşı İslam ümmetini toplu duaya çağırmıştı. "Gazze Halkı İçin Ferahlık Duası" sloganıyla yapılan çağrıya kayıtsız kalmayan Peygamber Sevdalıları Van İl Koordinatörlüğü öncülüğünde, Yukarı Nurşin Camii’nde bir araya gelen Van halkı, Gazzeliler için ellerini semaya açtı.
Dua programı, Yatsı namazının ardından başladı. Kur’an’ı Kerim tilavetinin ardından günün anlam ve önemine ilişkin bir konuşma gerçekleştiren Peygamber Sevdalıları Van İl Koordinatörü Ahmet Faruk Çevik, Gazze’de yaşanan tüm acı imtihana rağmen cihadı sürdüren mücahitlere dikkat çekti. Çevik, “O kadar sarsıldılar ve o kadar büyük imtihanlarla baş başa kaldılar ki gün geldi belki onlar umutsuz olmadılar ama birçok insan umutsuz oldu. Bunun hikmeti nedir? Bunlar niye oluyor? Belki şuan yeryüzünü dolaşsak Allah’ın en razı olduğu kullar bu mübarek topluluktur. Peki, bu kadar musibet niye üzerlerine yağıyor? Bu kadar bombalar niye üzerlerine yağıyor? Annelerin feryatları, çocukların ağlamaları, açlıktan ağlamaları, açlıktan şehit olmaları, nenelerin, dedelerin feryatları ağlamaları göklere semalara yükseliyor. Allah Teâla, Kur'an-ı Kerim'de bu kıssaları bize anlattı. Kur'an-ı Kerim'i indirdiği Resul Zişan'ı bize göndererek bunları bizden öncekilere yaşattı. Hatırlayın, hadi o günlere gidelim, 1400 yıl öncesine gidelim. Hani o gün müşrikler, Müslümanları hor görüyorlardı. Biz de bu sefiller gibi iman mı edeceğiz. Biz de bu garibanlar gibi bu kimsesizler gibi haşa onlardan bu akılsızlar gibi biz de iman mı edeceğiz diyorlardı. Müslümanların üzerine o kadar saldırmışlardı ki Müslümanlar o kadar ambargo, o kadar büyük musibetler, o kadar büyük imtihanlarla karşı karşıya kalmışlardı ki Habbab Bin Eret, Kabe’de Resulullah’ın yanına gelip “Allah’ın yardımı ne zaman?” demişti. Kur’an’ın tabiriyle onlar öyle bir sarsılmışlardı ki ayakları tir tir titremişti. O kadar büyük musibetler başlarına gelmişti.” dedi.
“GAZZE’DE KÜÇÜK BEBEKLER AÇLIKTAN ÖLÜYOR”
Peygamberlerin dahi benzer şekilde imtihan edildiğini vurgulayan Çevik, sözlerini şöyle sürdürdü: “İşte siyer kaynaklarımıza baktığımızda bunun hikmeti şöyle anlatılır: Allah, Resul'ünü dahi imtihanlardan muaf tutmamıştır. Onlara büyük musibetler indirmiştir. Onların ümmetlerine büyük musibetler, büyük imtihanlar indirmiştir. Kimisi onlarla alay etmiştir, kimisi onları küçük görmüştür. Kimisi onların canına kast etmiştir, şehit etmiştir. Bunlar tarihte yaşanmıştır. Şimdi gelelim çağımıza… Bugün bizim gözümüzün önünde Gazze’de küçük bebekler açlıktan ölüyor. Küçük bebekler dua ediyor ki diyor, “Ya Rabbi canımızı al cennete gidelim. Belki orada bir yiyecek buluruz, karnımız doyar.” Küçük çocuk babasına söylüyor ki, "Baba beni küçük kurşunlar mı öldürecek?" bunu söylüyor. Gazze'de yaşanan zulüm artık yerin ve göğün arasını doldurmuştur. Dikkat edin bu sene bir damla rahmet inmedi. Allah’u Teâla yeryüzünden rahmetini kesmiştir. Çünkü kimse bu zulme engel olmuyor.”
“CİHAD ZOR BİR ŞEYDİR VE MERHALELERİ OLAN BİR İBADETTİR”
Kassam Tugayları’nın yaptığı dua çağrısına değinen Çevik, “Bugün mücahitler Gazze'den bize bir haber gönderdiler. Dediler ki "Ey İslam ümmeti, ey bize inanan, bize güvenen münafıklara aldanmayan çünkü münafıklar uğursuzdur, münafıklar karanlıktır, Allah onların kalplerini karartmıştır. Onlara göre mücahitler şu an zarardadır. Ama Allah ne dedi? “Gözünüzü açın ancak cihat sizi izzetli kılar. Çünkü izzet Allah'ın, Resulü'nün ve müminlerindir. Münafıkların asla değildir.” Müslümanlar bugün cihad ediyorlar. Diyorlar ki; “Gelmenize gerek yok. Bize sadece maddi olarak yardım edin ve bize dua edin.” Bu iş kolay değil Müslümanlar. Cihad zor bir şeydir ve merhaleleri olan bir ibadettir. İbadetlerin üstünüdür. Zordur, meşakkatlidir. Kimi zaman umutsuzluğa insan düşer. Kimi zaman insan darbe alır. Kimi zaman Müslümanlar şehit olur. Kimi zaman darbe vurur. İşte buna ancak sabrederek ve mücadele ederek zafere ulaşabiliriz.” ifadelerini kullandı.
Katılımcılardan gece teheccüde kalkıp dua etmesini isteyen Çevik, “Müslümanlar bizden dua istiyorlar. Bu akşam mübarek bir gece, cuma gecesi üzerimize rahmet yağdı. Biz de bu akşam inşallah burada zikirlerimizi yapacağız. Toplu duamızı yapacağız. Burada ayrıldıktan sonra gecenin teheccüd vaktinde kalkacağız, iki rekat namaz kılacağız. Müslümanlar için dua edeceğiz, "Ya Rabb'i sen onların üzerine sabır yağdır. Ayaklarını sabit tut, onlara feth-i mübin nasip eyle, onları başarılı eyle ya Rabb'el Âlemin, onları izzetli eyle ya Rabb'el Âlemin, onları güçlendir, görünen görünmeyen ordularınla güçlendir” diyeceğiz. Bizim görevimiz bu. İnşallah biz de Peygamber Sevdalıları olarak, onun en büyük sevdalarından bir tanesi de cihattır. O çünkü dedi ki: "Ben rahmet ve kılıç peygamberiyim. Rahmet ve cihat peygamberiyim” dedi. Allahu Teala bu izzeti de bize nasip eylesin. Bu müminlere yardım eylesin. Bir an önce bu Müslümanlarla Mescid-i Aksa'da, ilk kıblemizde, bu mübarek mescitte namaz kılmayı da nasip eylesin.” diyerek sözlerini tamamladı.
Program Mehmet Emin Demir hocanın yaptığı "Gazze Halkı İçin Ferahlık Duası"yla sona erdi.
