Büyüklüğüyle yöre halkı tarafından deniz diye adlandırılan Van Gölü, sadece büyüklüğüyle değil, içinde barındırdığı adalarıyla da ilgi çekiyor. Van Gölü’nde irili ufaklı çok sayıda ada vardır. Peki, Van’da hangi adalar var? İşte gölün en bilinen adaları ve özellikleri…
VAN’DAKİ ADALARIN İSİMLERİ
Van Gölü’nün en ünlü adası Akdamar başta olmak üzere Kuş, Çarpanak ve Adır (Lim) adaları bulunuyor. Bu adalar üzerindeki tarihi yapıları ve doğal güzellikleriyle dikkat çekiyor.
AKDAMAR ADASI
Van Gölü’nün en ünlü adası olan Akdamar, gölde yer alan en büyük ikinci adadır. Gevaş ilçesi kıyılarında yer alan Akdamar Adası’nda 915-921 yılları arasında inşa edildiği bilinen Akdamar Kilisesi (Kutsal Haç Kilisesi) ile dünyada nam salmıştır. Tarihi ve mimarisiyle öne çıkan ada, aynı zamanda badem ağaçlarıyla da meşhurdur. Bahar aylarında çiçek açan bademler adaya ayrı bir güzellik katarken her yıl düzenlenen festivalle de görsel şölen oluşturulur.
163 bin 759 metrekare olan Akdamar Adası’nın kıyı uzunluğu ise yaklaşık 3 kilometreyi bulmaktadır.
En eski kaynaklarda adanın adı, Gevaş bölgesinde hüküm süren Ermeni Rştuni sülalesine atfen Rştunik Adası olarak geçmektedir. 705 yılında Vard Rştuni'nin adada öldürülerek Rştuni beyliğine son verilmesinden sonra ada ve yöresi, daha önce Başkale'de (Ağbak) hüküm süren Ardzruni sülalesinin eline geçmiştir. 908'de I. Gagik Ardzruni bazı Ermeni ve Müslüman beyleriyle anlaşarak Gevaş'ta (Vostan) kendini Vaspuragan Kralı ilan etmiş ve bilahare başkentini adaya taşımaya karar vermiştir. I. Gagik adada halen mevcut olan kiliseden başka müstahkem bir kasaba, saray, çarşı ve liman inşa ettirmiştir. Ada üzerindeki sivil yerleşimin 16. yüzyıl başlarına kadar canlı olarak varlığını sürdürdüğü ve 1535 Osmanlı-İran Savaşı'nda tahrip edildiği anlaşılmaktadır.16. yüzyıldan sonra sivil yerleşimin bulunmadığı adada Kutsal Haç'a (Surp Khaç) adanmış bir Ermeni manastırı hayatiyetini sürdürmüştür.
19. yüzyıl sonlarında 300 civarında keşişin ikamet ettiği manastır, 1895 ve 1915 olaylarından sonra terkedilmiştir. Ermeni Kilisesinin ruhani başkanlığı olan Gatoğigosluk makamı 10. yüzyıl ortalarından 1101 yılına kadar Ahtamar Adasında bulunmuştur. Makamın 12. yüzyılda Kilikya'ya taşınmasından sonra da Ahtamar Kilisesi 19. yüzyıla dek önderlik iddiasını devam ettirmiştir.
AKDAMAR İSMİNİN EFSANESİ
Adanın adının nereden geldiğine dair yaygın halk hikâyesine göre, zamanında bu adada yaşayan Ermeni baş keşişin güzelliği dillere destan Tamara adında bir kızı vardır. Adanın çevresindeki köylerde çobanlık yapan bir genç bu kıza âşık olur. Bu genç Tamara ile buluşmak için her gece adaya yüzer. Tamara ise ona gece karanlığında yerini belli etmek için onu bir fenerle bekler. Bundan haberdar olan kızın babası, fırtınalı bir gecede elinde fenerle adanın kıyısına iner ve sürekli yer değiştirerek gencin boşuna yüzüp, gücünü yitirmesine neden olur. Yüzmekten gücünü yitirip, yorulan genç çoban boğulur ve boğulmadan önce son nefesiyle "Ah Tamara!" diye haykırır. Bunu duyan kız da hemen ardından kendini gölün sularına bırakır O günden sonra ada Ah Tamara! İsmi ile anlatılır. Bu hikâye Ermeni şair Hovhannes Tumanyan anlatımıyla efsaneleşmiştir. Bu efsanenin tarihi gerçeklerle alakasının zayıf olduğu şüphesizdir. 9. yüzyıldan itibaren kaydedilmiş olan Ağtamar adının Arapça ĞMR kökünden "kabartı, tümsek" anlamına gelen bir türev olması daha kuvvetli bir olasılık olarak değerlendirilebilir. Adın Türkçeleştirilmiş biçimi olarak Akdamar kullanılmaktadır.
ADIR ADASI (LİM ADASI)
Van Gölü’nün en büyük adası ise Adır Adası’dır. Muradiye ilçesi sınırlarında yer alan bu ada, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Ada üzerinde bulunan Adır Manastırı, 11. yüzyıldan günümüze ulaşan en önemli tarihi yapılardan biridir.
LİM ANABAD MANASTIRI
Üzerinde bulunan manastır, adını Yunanca “liman” veya “sığınak” anlamına gelen “Limin”, “Limen” kelimesinden almıştır. “Anabad” ise Ermenicede, “çöl” ya da “inziva yeri” anlamına gelmektedir. 13. ve 15. yüzyıllarda yazılmış bazı el yazması eserlere göre 884 yılından önce inşa edildiği düşünülen yapının, 1301 yılında faal olarak çalıştığı belgelerle sabittir.
1538 yılına kadar aktif bir şekilde faaliyetteyken, bir kaynağa göre Türk- Pers savaşları sırasında, eyalet valisinin, başka bir kaynağa göre ise İran şahı Tahmasb’ın manastırı büyük oranda tahrip ettiği, yakıp yıktığı ifade edilmektedir ve bu sebeple manastır cemaatinin dağılıp, yaklaşık 100 yıl boyunca manastırın terkedildiği anlaşılmaktadır. 1621 yılında Bahçesaraylı Nerses Moragatsi (Mokslu Nerses) adında bir papaz gelip manastır cemaatini toparlayarak manastırı tekrar aktif hale getirmiştir. Ve o dönemde manastırda yaklaşık 60 keşişin yaşadığı bilinmektedir.
Lim Anabad manastırı, Scriptorium (yazmanlar evi, matbaa), kütüphane, çan kulesi, Aziz Kevorg kilisesi, Aziz Sion şapeli, keşiş odaları, mezarlık ve adanın karşı tarafında karşılama evi olarak bilinen yapılar topluluğundan oluşmaktaydı. Ancak bu yapılardan günümüze ulaşabilen yapılar, yalnızca kilisenin giriş kısmını oluşturan tonozlu jamadun kısmı ve Aziz Sion şapelidir.
Lim Anabad Manastırı kuruluşundan itibaren önemli bir kitap yazım merkezi olmuştur. Manastırda yazılmış 306 adet el yazması eser, bu gün Ermenistan Erivan’daki Maşdots enstitüsüne bağlı Madenataran el yazmaları kütüphanesinde bulunmaktadır.
Van gölü havzasında yok olmaya yüz tutmuş onlarca eserden yalnızca bir tanesi olan ve 1915 öncesinde bu bölgenin en önemli merkezlerinden biri olan bu yapı, bünyesinde barındırdığı yazmanlar evi sayesinde ortaçağ Ermeni edebiyatına önemli katkılar sunmuştu.
ÇARPANAK ADASI
Van’ın Tuşba ilçesi kıyılarına yakın olan Çarpanak Adası da özellikle son yıllarda doğa ve fotoğraf tutkunlarının uğrak noktası olmaya başladı. Adada Ktouts Manastırı yer alır. Günümüzde kısmen harap durumda olsa da tarih meraklıları için ilgi çekici bir yapıdır.
KTOUTS MANASTIRI
Çitören Köyü mevkiinde bulunan adaya köyün iskelesinden teknelerle ulaşım sağlanabiliyor. Üstündeki doğal yaşamın bozulma tehlikesine karşı turizme kapalı tutulan adanın üzerinde IX. ya da XI. yüzyılda yapılmış olduğu sanılan, Saint Jean'a adanmış Ktouts Manastırının bugün yalnızca kilise bölümü ayaktadır. Adada, Türkiye'nin başka bir yerinde bulunmayan pek çok tür de bulunmaktadır.
100 yıl öncesine kadar aslında bir yarımadanın parçası olduğu sanılan Çarpanak Adası’nın, Van Gölü'nün suyunun hızlı bir biçimde yükselmesi sonucu kara ile bağlantısının kesilip bir ada hâline geldiği söylenmektedir. Adaya ve üzerindeki manastıra ilişkin ilk yazılı belgeler 1414 yılından kalmıştır. Üzerindeki dinî yapılar nedeniyle savaşlardan pek etkilenmeyen adada pek çok kez depremler yaşanmıştır. 1703 yılında gerçekleşen bir depremle büyük ölçüde yıkılan manastır 1712 ve 1720 yılları arasında Bitlisli Kaskaper Usta tarafından yeniden inşa edilmiştir. Bir Ermeni manastırı olan yapı, 1918 yılında bölgede yaşanan karışıklıklar nedeniyle boşaltılmıştır. O günden bu yana herhangi bir koruma altında bulunmayan yapı günümüzde yıkılmaya yüz tutmuş durumdadır.
KUŞ ADASI
Van Gölü’ndeki küçük adalardan biri olan Kuş Adası, doğal yaşamı ile öne çıkar. Adını, üzerinde yaşayan kuş türlerinden alır. Kuş gözlemcileri için özel bir cazibe merkezidir.
Kuzu Adası ya da Arter Adası olarak da bilinen Kuş Adası, Van Gölü'nün en büyük adası Adır Adası'ın 4 kilometre batısında yer alır. Adada bugün sadece bazı kalıntıları görülebilen bir de Ermeni manastır vardır. Manastırın ilk olarak 1305 yılında inşa edildiği tahmin edilmektedir. Şapel ve diğer ekler adaya ilerleyen dönemlerde 1766'da eklenmiştir. Geçmiş dönemlerde bu adaya ulaşım yapılmazken bölgede gelişen turizm nedeniyle devreye giren özel kiralık botlar sayesinde adaya ulaşım her zaman mümkündür.
Van Gölü’nün bu dört büyük adası dışında da farklı küçük adacıklar bulunmaktadır. Ancak özellikle Akdamar, Adır, Çarpanak ve Kuş adaları, hem tarihi hem de doğal yönleriyle Van’ın turizminde önemli bir yere sahiptir.
Bu adalar, hem doğa yürüyüşleri hem de kültür turizmi açısından ziyaretçilere benzersiz bir deneyim sunuyor. Van Gölü’nde yer alan bu dört ada, bölgenin tarihi ve doğal zenginliğini yansıtırken, geçmişte suya gömülen üç ada ise gölün gizemli yüzünü ortaya koyuyor.