Yılın en yoğun indirim mevsimlerinden biri olan Kasım ayında, Ticaret Bakanlığı'nın kampanyalara yönelik denetimlerini sıkılaştıracağını açıklaması, "indirim tuzağı" tartışmalarını yeniden gündeme getirdi. Bakanlık bünyesindeki Reklam Kurulu, tüketiciyi yanıltan, gerçeğe aykırı indirim reklamlarını mercek altına alacağını bildirirken, konuya ilişkin Bursa Tüketiciler Derneği (BTD) Genel Başkanı Sıtkı Yılmaz, İLKHA'ya konuştu. Yılmaz, indirim dönemlerinde tüketicilerin fiyatlara asla güven duymadığını belirterek, "Tüketici, 30 gün önceki fiyatla indirimli fiyat arasındaki farkın gerçekten bir indirim mi yoksa bindirilmiş fiyat oyunu mu olduğunu bilemiyor. Bu nedenle kapsamlı ve sürekli denetimler şart" dedi. Yılmaz, yapılacak seri denetimlerin, gerçek indirimin mi yoksa aldatıcı fiyat oyunlarının mı uygulandığını ortaya çıkaracağını kaydetti.
İHTİYAÇLARINIZ İÇİN ACELE KARAR VERMEYİN
Kasım ayının bir indirim ayı olarak bilinmesiyle birlikte bazı satıcılar ve dolandırıcıların bu süreci haksız kazanç kapısı olarak değerlendirmeye çalıştığını belirten Yılmaz, tüketicilere uyarılarda bulundu. Tüketicilerden iyi bir piyasa, kalite ve fiyat araştırması yapmadan ihtiyaçlarını sağlama konusunda acele karar vermemelerini isteyen Yılmaz, ucuz fiyat adı altında internet ve başka yerlerden dolandırıcılık vakalarının görüldüğüne dikkat çekti.
İNDİRİM ÖNCESİ VE SONRASI FİYATLAR YAZILI OLMALI
Sıtkı Yılmaz, indirimli satışlarda uyulması gereken temel hukuki gereklilikleri hatırlattı. Yılmaz, indirimli satışlarda dikkat edilmesi gereken hususun, 30 gün öncesine ait fiyatlarla indirim fiyatlarının birlikte, tüketicilerin açık olarak görebildiği bir yerde yazılı olması gerektiğini vurguladı. Tüketicilerin karşılaştığı sorunların çözümü için ise tüketici hakem heyetlerine ve Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu'na başvurulmasını önerdi.
CAYDIRICILIK İÇİN MESLEKTEN MEN CEZASI GEREKİR
Bakanlığın denetimlerinin yeterli olduğunu düşünmediğini dile getiren Yılmaz, uygulanan para cezalarının caydırıcılık açısından yetersiz kaldığını belirtti. Tüketiciyi açıkça dolandıranlara karşı uygulanan yaptırımların daha ağır olması gerektiğini savunan Yılmaz, şu ifadeleri kullandı:
"Bu denetimlerde bir ceza ile işin yürütülmesi caydırıcılık açısından yeterli olmuyor. Açıkça tüketiciyi dolandıranların meslekten men edilmesine kadar gidilmelidir. Caydırıcılık konusunda güven verilmesi gerekiyor."
Yılmaz, ancak daha kapsamlı ve sürekli denetimlerle tüketicinin korunmasının mümkün olabileceğini ifade etti.





