Vanlı İsa Akyüz, memleketine yaptığı son ziyarette yaşadıklarını ve gözlemlerini çarpıcı bir yazıyla kamuoyuyla paylaştı. “Van’ın Sahibi Yok” başlıklı yazısında Akyüz, şehrin mevcut halini sert sözlerle eleştirirken, hem yerel hem de merkezi yöneticilere seslendi: “Bu şehir böyle sahipsiz kalmamalı.”
İsa Akyüz yazısında şu ifadelere yer verdi:
“Memleketime gittim… Van’a. Ve yemin ederim, içim parçalandı. Bu kadar güzel, bu kadar özel, bu kadar potansiyelli bir şehrin bu kadar virane, bu kadar terkedilmiş, bu kadar kaderine mahkûm bırakılmış olması canımı çok acıttı.
Sadece ben değilim böyle hisseden. Orada yaşayan herkesin dilinde aynı cümle: “Van’ın sahibi yok.” İnsanlar bezmiş, usanmış, beklentilerini yerin yedi kat altına gömmüş. Artık sadece "çöpümüz toplansın, yollar yapılmasın da yamansın" gibi taleplerle yaşamaya alışmışlar. Daha fazlası için umut bile etmiyor kimse.”
ŞEHİRCİLİKTE ESTETİK KAYGI YOK, RUHSUZ BİNALAR YÜKSELİYOR
Şehrin merkezi 3 ilçeye bölünmüş ama bütün yükü İpekyolu çekiyor. Tuşba diye bir ilçe var ama ne yapıyor, nerede belli değil. Şehir büyüyor ama gelişmiyor. Betonla büyüyor. Kutu kutu evler, ruhsuz binalar, karmakarışık işyerleriyle dolmuş her yer. Ne bir imar planı var, ne bir estetik kaygı. Herkes kafasına göre bina dikiyor. Nerede kaldı şehircilik?
“KALDIRIMLAR ÖZEL MÜLK GİBİ KULLANILIYOR”
Yollar delik deşik, kaldırımlar dükkan sahiplerinin özel malı olmuş. Yürünmüyor. Zabıta diye bir birim var mı gerçekten? Trafik desen başlı başına çile. Bütün sokaklar otoparka dönmüş, çift şerit yollar tek şeride inmiş, otopark yetmezliği had safhada. Kapalı otopark diye bir şey lüks olmuş.
Şehirde nefes alınacak yer yok. Yeşil alan neredeyse kalmamış. Yeni yapılan parklar “çardak + bank = park” formülüne sıkışmış. Ne vizyon, ne tasarım, ne doğayla bir bağ… Ağaçlandırma desen o da yok. Dikilen ağaçlar kuruyor çünkü bakan yok. Park dediğin; çocukların koşacağı, yaşlıların soluklanacağı, gençlerin kitap okuyacağı, doğayla iç içe yaşayacağı yer olmalı. Burada parklar mezarlık gibi. Ruhsuz. Sessiz. Sahipsiz.
HER ŞEY YARIM, HER ŞEY EKSİK
Sahil bandı desen? Koca bir rezalet! Banklar, bakımsız ağaçlar, çöp yığınları... Bir sahil nasıl bu kadar harcanır? Mavi bayraklı plaj varmış güya... Git de gör! Kuru toprak, çöpler, mangal dumanı, semaver isleri... Türkiye’nin neresinde plajda semaver yakılıyor ya? Bu nedir! Orası nefes alınacak yer olacakken, milletin piknik çöplüğüne dönmüş.
Mısır Çarşısı hâlâ harabe. Oysa orası Van’ın kalbi olabilir. Kerpiçten, Van evlerinden esinlenen dükkanlar, iki katı geçmeyen iş yerleri, turistik bir cazibe merkezi… Yapılsa olur. Ama yapılmıyor. Çünkü bu şehirde kimse "yapmak" derdinde değil. Herkes ya koltuk, ya siyaset, ya rant derdinde.
Vanspor 1. Lig’e çıktı ama hâlâ bir stadı yok. Van, 2011'de büyük bir deprem yaşadı. Aradan 14 yıl geçti. Hâlâ düzgün bir stat yapılmamış olması utanılacak bir durum değil mi?
“20 YILDIR BİTMEYEN ÇEVRE YOLU: ŞEHİR PLANLAMASININ ÖZETİ”
Ve 20 yıldır bitmeyen çevre yolu… Şaka gibi. Bitmeyen çevre yolu yüzünden şehrin ulaşımı yerle bir. Dahası, planlandığında şehir dışı olan yol, bugün şehir içinde kaldı. Ne demek bu biliyor musunuz? Geleceği öngörememek, şehircilikten zerre anlamamak demek.
“NE VİZYON VAR NE HAYAL… GENÇLER OKEY SALONLARINDA”
Göl var ama kullanamıyoruz. Kış var ama kayak merkezi yok. Yaz var ama sahil kenti değiliz. Gençler boş boş çarşıda geziyor. Ya okey oynuyorlar ya da başka türlü yollar arıyorlar kendilerine. Ne spor alanı var, ne kültür merkezi, ne sanat… Ne hayal var, ne vizyon.
“BU HALK BUNU HAK ETMİYOR!”
Vali aynı zamanda belediye başkanı. Yani bir kişi iki koltukta. Ve sonuç: sıfır hareket. Belediyecilik uzmanlık işidir. Madem kayyum atıyorsunuz (ki zaten bu sistem başlı başına sorunlu), bari işin ehli birini getirin.
Milletvekilleri? Onlar zaten başka gezegende yaşıyor. Van halkıyla dertleri yok. Kimin yüzünü görmüş halk, kimin ismini anıyor?
Peki ya DEM Parti? Bu halk size güveniyor, oyunu veriyor. Ama siz hâlâ ehil olmayan isimleri getiriyorsunuz. Kazanmak garanti diye mi bu rahatlık? Osman Baydemir zamanında Diyarbakır’ı Diyarbakır yaptı. Neden Van için düşünülmedi? Belediyecilik liyakat ister, vizyon ister, gönül ister!
Van koca bir potansiyel. Hem kış hem yaz turizmi olur bu şehirde. Edremit ve Gevaş turizm beldeleri olur. Sahil düzenlenir, sosyal tesis yapılır, plajlar adam gibi kullanılır, raylı sistem gelir, kavşaklar yapılır, gençlik merkezleri açılır… İstense hepsi olur.
Ama istenmiyor. Çünkü Van’ın sahibi yok.
Ben bu yazıyı yazarken içimden bir yanım hep bağırıyor:
“Yeter artık!”
Bu şehir bunu hak etmiyor.
Bu insanlar bunu hak etmiyor.
Bu topraklar bu kadar ilgisizliği, sahipsizliği hak etmiyor.
Van bizim. Bu şehir bizim. Sahip çıkmazsak, tamamen kaybedeceğiz.”