Türkiye’nin en büyük ihracat kalemlerinden biri olan tekstil ve hazır giyim sektörü, son dönemde ciddi bir darboğazdan geçiyor. HAKSİAD Genel Başkan Yardımcısı Maruf İçke, sektörün Türkiye ihracat sıralamasında 3. sırada yer aldığını hatırlatarak, “37 milyar dolarlık ihracat hacmine ulaşan bu sektör 1 milyon 200 binden fazla kişiyi doğrudan istihdam ediyor. Aileleriyle birlikte düşündüğümüzde milyonlarca insanın geçimi bu sektöre bağlı” dedi.
SEKTÖRDE HIZLA BÜYÜYEN KRİZ VE SAYILARLA GERÇEKLER
İstanbul Sanayi Odası (İSO) verilerine atıfta bulunan HAKSİAD Genel Başkan Yardımcısı İçke, son altı ayda yalnızca İstanbul’da 168 tekstil firmasının kapandığını, 7.775 çalışanın işsiz kaldığını, buna karşın açılan yeni işyeri sayısının sadece 33, istihdama katılan kişi sayısının ise 575 olduğunu söyledi.
“Son 2,5 yıl içinde tekstil sektöründe 300 binin üzerinde kişi işsiz kaldı. Bu sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal bir krizdir” diyen İçke, sektörün yaşadığı darboğazın çarpan etkisiyle toplumun tüm kesimlerini etkilediğine dikkat çekti.
PANDEMİ SONRASI YANILTAN BÜYÜME VE ANİ DARALMA
Pandemi sonrası dönemde lojistik maliyetlerin artmasıyla Avrupa’nın Türkiye’ye yöneldiğini ve sektörün kısa süreli bir ihracat patlaması yaşadığını belirten İçke, “Firmalar bu hızlı artışı kalıcı sandı ve kapasitelerini artırdı. Ancak dünya tekrar fabrika ayarlarına dönünce talep düştü. Artan kapasite ve maliyetler sektörü krize sürükledi” ifadelerini kullandı.
Bunun yanı sıra Vietnam, Bangladeş, Endonezya gibi düşük maliyetli ülkelerle rekabetin Türkiye tekstil sektörü için sürdürülemez olduğuna işaret eden İçke, “Bizim bu ülkelerle fiyat rekabetine girmemiz mümkün değil. Onlardan farklılaşarak markalaşmaya, Ar-Ge’ye, inovasyona ve Endüstri 4.0 uygulamalarına odaklanmalıyız” dedi.
KONKORDATO ALARMI VE FİNANSMANA ERİŞİM ZORLUĞU
Programda konkordato ilan eden firma sayısındaki artış da gündeme geldi. İçke, “Sadece iflaslar değil, konkordato ilan eden firmaların sayısı da hızla artıyor. Bu tablo, tedbir alınmazsa daha büyük iflasların önünü açabilir” uyarısında bulundu.
Ayrıca, yüksek faiz oranları, güçlü TL politikası ve yatırımcının finansmana erişimde yaşadığı zorluklar da sektör krizinin temel nedenleri arasında yer aldığını belirten İçke, “Üretim maliyetleri son 2,5 yılda %250 artarken, döviz kurları aynı oranda artmadı. Bu da ihracatçı firmaların kârlılığını bitirdi” dedi.
MARKALAŞMA, İNOVASYON VE SİVİL TOPLUM İŞBİRLİĞİ GEREKİYOR
İçke, Türkiye’nin dijital altyapısının Avrupa’ya kıyasla çok daha güçlü olduğuna dikkat çekerek bu avantajların etkin kullanılmasının önemine vurgu yaptı. İçke, “Savunma sanayinde İHA ve SİHA ile nasıl fark yarattıysak, tekstilde de inovatif çözümlerle yeni bir yol açmalıyız. Kilo bazlı ürün satış değerimizi artırmalıyız” diye konuştu.
İhracatta yaşanan gümrük vergisi dezavantajlarına da değinen İçke, “50'den fazla ülkede %40’a varan haksız gümrük vergileriyle karşılaşıyoruz. Avrupa %5 ile mal satarken biz %40 ile rekabet etmeye çalışıyoruz. Bu dezavantajlar ortadan kaldırılmalı” ifadelerini kullandı.
KRİZ GECİKMEDEN ELE ALINMALI
HAKSİAD olarak çözüm üretmek için aktif rol aldıklarını belirten Maruf İçke, STK’ların da devletin yükünü hafifletici yapıcı katkılar sunması gerektiğini söyledi. İçke, “Her şeyi devletten beklemek doğru değil. STK’lar olarak yatırımcının finansmana ulaşabileceği alternatif modeller üzerinde çalışıyoruz. Yurt dışındaki sermaye çevreleriyle iş birliği imkanlarını araştırıyoruz” dedi.
Hükümetin, 2025 yılı sonuna kadar istihdamını koruyan firmalara çalışan başına destek ödemesi yapma kararı gibi adımları olumlu bulduklarını belirten İçke, bu desteklerin genişletilerek daha sistematik hale getirilmesi gerektiğini belirtti.
“KRİZ AŞILABİLİR, ANCAK ZAMANINDA MÜDAHALE ŞART”
İçke, tekstil sektörünün köklü bir geçmişi, güçlü bir bilgi birikimi ve nitelikli iş gücüne sahip olduğunun altını çizerek, “Bu kriz aşılamaz değil. Ancak doğru tedbirler, hızlı refleksler ve ortak akılla bu mümkün olur” şeklinde konuştu.