Son olarak Eğitim-Bir-Sen Van Şube Başkanı ve Memur-Sen Van İl Temsilcisi Mehmet Ali Uca, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, kamu vicdanını derinden yaralayan bu olayda adaletin bir an önce tecelli etmesi gerektiğini vurguladı.
“BU SADECE BİR AİLENİN DEĞİL, TÜM TOPLUMUN YARASIDIR”
Uca açıklamasında, Rojin Kabaiş’in belirsiz koşullarda yaşamını yitirmesinin yalnızca ailesi için değil, tüm Türkiye için derin bir üzüntü kaynağı olduğunu belirtti. “Bu kayıp, sadece bir bireyin değil, tüm toplumun vicdanında açılmış bir yaradır” diyen Uca, soruşturma sürecinin objektif, şeffaf ve kararlı bir şekilde yeniden ele alınması gerektiğini dile getirdi.
YENİ BULGULAR, CİNSEL SALDIRI ŞÜPHESİNİ GÜÇLENDİRDİ
Kamuoyuna yansıyan Adli Tıp Kurumu (ATK) raporuna göre, Rojin Kabaiş’in bedeninde iki farklı erkeğe ait DNA örnekleri tespit edildi.
Bu önemli bulgu, cinsel saldırı şüphesini kuvvetlendirirken, soruşturmanın seyrine dair eleştirileri de artırdı. Raporda yer alan bilgilerin neden daha önce kamuoyuyla paylaşılmadığı veya dosyaya geç yansıdığı konusunda yetkili kurumlardan henüz resmi bir açıklama yapılmadı.
BİR YILLIK BELİRSİZLİK
27 Eylül 2024 tarihinde kaldığı yurttan ayrıldıktan sonra kendisinden haber alınamayan 21 yaşındaki üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş, 19 gün sonra, 15 Ekim 2024 tarihinde Van Gölü kıyısında cansız bedeniyle bulundu.
Olayın ardından başlatılan soruşturma süreci kamuoyunda birçok soru işaretiyle karşılandı. Ailenin, avukatlarının ve sivil toplumun adalet çağrıları bir yıldır karşılıksız kaldı.
“İHMALİ OLAN HERKES YARGI ÖNÜNDE HESAP VERMELİ”
Mehmet Ali Uca, sadece olaya karışanların değil, soruşturma sürecinde ihmali bulunan yetkililerin de yargı önüne çıkarılması gerektiğini belirterek şunları söyledi: "Bu süreç insan onuruna yakışır şekilde yürütülmeli. Adaletin gecikmesi, hukuka olan güveni zedeliyor. Hakikatin ortaya çıkarılması ise hem ailenin hem de toplumun vicdanını rahatlatacaktır."
Rojin Kabaiş’in ölümü yalnızca bireysel bir kayıp değil, kadına yönelik şiddet, gençlerin güvenliği, kamusal sorumluluk gibi pek çok hayati konuyu da yeniden gündeme taşıdı. Toplumun farklı kesimlerinden yükselen sesler, şeffaf ve hesap verebilir bir adli sürecin kaçınılmaz olduğunu ortaya koyuyor.
“KONU TİTİZLİKLE TAKİP EDİLMELİ”
Rojin Kabaiş’in ailesinin adalet arayışı ve hakikati öğrenme talebinin herkesin ortak sorumluluğu olduğunu belirten Başkan Uca, “Rojin Kabaiş’in belirsiz bir şekilde hayatını kaybetmesi, ailesine, yakın çevresine ve tüm Türkiye'ye tarif edilemez bir acı yaratmıştır. Bu yaşanan kayıp, sadece bir bireyin değil, tüm toplumun vicdanında derin bir yara açmıştır. Ailenin adalet arayışı ve hakikati öğrenme talebi, hepimizin ortak sorumluluğudur. Son günlerde gündeme gelen yeni iddialar ve Adli Tıp Kurumu raporlarına ilişkin tartışmalar, sürecin yeniden ve titizlikle ele alınması gerektiğini açıkça göstermektedir. Konu titizlikle takip edilmeli; varsa suçlular en ağır şekilde cezalandırılmalı, gerek olayda gerekse soruşturma sürecinde ihmali olan herkes yargı önünde hesap vermelidir. Bizler, Rojin Kabaiş’in ailesinin yaşadığı acıyı paylaşıyor ve adalet arayışlarında yanlarında olduğumuzu ifade ediyoruz. Bu süreçte insan onuruna yakışan bir tutum, adil ve şeffaf bir soruşturma yürütülmesi, kamu vicdanının en temel beklentisidir” dedi.
“TEMENNİMİZ, SORUŞTURMANIN YENİDEN, OBJEKTİF BİÇİMDE VE TÜM YÖNLERİYLE YÜRÜTÜLMESİDİR”
Adaletin gecikmesinin, kurumlara ve hukuk mekanizmalarına duyulan güveni zedelediğini belirten Uca, “Hakikatin ortaya çıkarılması ise toplumun vicdanını rahatlatacaktır. Temennimiz, soruşturmanın yeniden, objektif biçimde ve tüm yönleriyle yürütülmesidir. Rojin Kabaiş’in anısına ve toplum vicdanına karşı sorumluluk gereği, adaletin bir an önce yerini bulmasını diliyoruz. Adalet yerini bulduğunda, toplumsal vicdan da huzura kavuşacaktır” ifadelerini kullandı.
