Akademik analizler, 23 Ekim 2011 Van Depremi'nin basit bir tektonik hareketten çok, Anadolu ve Arap levhalarının çarpışmasının karmaşık bir sonucu olduğunu ortaya koyuyor. Yapılan araştırmalar, ana şokun ters fay karakterinde olduğunu ve bu durumun, bölgedeki kuzey-güney yönlü kabuksal sıkışmanın şiddetini gözler önüne serdiğini gösteriyor. Peki, ana şoktan bağımsız olarak gelişen 9 Kasım’daki 5.8 büyüklüğündeki ikinci sarsıntı, bölgenin fay sistemi hakkında hangi kritik bilgileri ortaya koyuyor?
7.2’LİK VAN DEPREMİ: TERS FAY VE ÇİFTE KIRILMANIN SIRRI
Bugün, 23 Ekim 2011’de Van’ı derinden sarsan 7.2 büyüklüğündeki yıkıcı depremin yıl dönümü. Depremin sadece kayıp ve acılarla anılmadığı, aynı zamanda Doğu Anadolu’nun karmaşık sismotektonik yapısının anlaşılması açısından da önemli bir dönüm noktası olduğu ifade ediliyor. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (KRDAE) ile uluslararası sismolojik kuruluşlar tarafından yapılan telesismik ve yakın alan verilerine dayalı analizler, depremin odak mekanizması ve kırılma sürecine dair çarpıcı detayları gözler önüne seriyor.
TERS FAY KARAKTERİ: KABUKSAL SIKIŞMANIN BELİRTİSİ
Yapılan analizlere göre, 23 Ekim ana şokunun odak mekanizması net bir şekilde ters fay karakterinde. Bu durum, Anadolu ve Arap levhalarının devam eden kuzey-güney yönlü çarpışması ve bölgede meydana gelen kabuksal sıkışma rejiminin hakimiyetini doğruluyor. KRDAE verilerine göre, depremin derinliği 5 kilometre civarında, diğer kaynaklarda ise 16 kilometre olarak ifade ediliyor. Bu veriler, kırılmanın sığ kabuk katmanları içinde gerçekleştiğini ortaya koyuyor. Sıkışma rejiminin, bölgedeki yüksek topografik yükselmelerle de paralellik gösterdiği belirtiliyor. Kırılmanın, KD-GB uzanımlı eliptik bir kümelenme gösteren artçı şok dağılımıyla birlikte, Bitlis Kenet Kuşağı'nın kuzeyindeki bindirme sistemleriyle ilişkili olduğu da bilimsel literatürde yer alıyor.
KIRILMA MODELİ: ÜÇ ŞOKLU SENFONİ
Bazı sismolojik modellemelerde, ana şokun tek bir kırılmadan ziyade art arda gelen üç alt şokla oluştuğu açıklanıyor. Bu modellere göre, kırılma güneydoğudan başlayıp güneybatıya doğru ilerlemiş; ilk iki şokun mekanizması ters faylanma bileşenli eğik atımlı faylanma (oblik faylanma) olarak tanımlanırken, üçüncü şokun normal faylanma mekanizmasıyla meydana geldiği ifade ediliyor. Bu durum, kırılmanın sadece tek bir düzlemde değil, gerilmenin farklı segmentlerdeki fayları tetikleyerek ilerlediğini ortaya koyuyor.
9 KASIM DEPREMİ: BAĞIMSIZ BİR TETİKLENME
Depremin sismotektonik karmaşıklığını gösteren en önemli verilerden biri, 9 Kasım 2011’de Van’ın Edremit ilçesi yakınlarında meydana gelen 5.6 büyüklüğündeki ikinci yıkıcı deprem. Yapılan analizler, bu ikinci depremin odak mekanizmasının ana şokun ters fay karakterinden farklı olarak sol yönlü doğrultu atımlı olduğunu ortaya koyuyor. Bu farklılık, iki depremin birbirinden bağımsız olduğunu ancak aynı sıkışma rejiminin farklı fay mekanizmalarını temsil ettiğini gösteriyor.
VAN DEPREMİ VE GELECEK RİSKLER
Bu veriler, Van’ın gelecekteki depremlere karşı neden dikkatli olması gerektiğini de ortaya koyuyor. Karmaşık fay sistemleri, yeni şoklar için potansiyel enerji biriktiriyor.
DEPREMİ HATIRLAMAK VE DERS ALMAK
23 Ekim ve 9 Kasım 2011 depremleri, Van’ı sadece sarsmakla kalmadı, aynı zamanda bilim insanlarına bölgenin karmaşık yer kabuğu yapısını gösterdi. Bu, hem tarih hem de geleceğe dair kritik bir ders niteliğinde.