Van Kırk Değirmenler ve Şamran Kanalını Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı Erdem Güngör, yapılan müdahalelerin yalnızca bir su kaynağını değil, kadim bir yaşam zincirini yok ettiğini vurguladı.
Başbulak suyunun yönünün değiştirilmesiyle Kırk Değirmenler’in susuz kaldığını, asırlardır akan Şamran Kanalı’nın kuruma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirten Güngör, Van Gölü’nün de beslenemediği için hem kirlendiğini hem de her geçen gün can çekiştiğini ifade etti.
Edremit’te tarih boyunca Van’ın kimliğini oluşturan bağların, bahçelerin ve göl kıyısındaki yeşil kuşağın göz göre göre yok edildiğine dikkat çeken Güngör, “Asırlık cevizler, kayısılar, armutlar kuruyor. Toprağın nefesi kesiliyor” diyerek durumun vahametini dile getirdi.
Başbulak kaynak suyunu doğal yatağından kopararak aslında sadece bir suyu değil, bir yaşam zincirinin yok edildiğini belirten Güngör, “O suyun yönü değiştiğinde Kırk Değirmenler susuz kalıyor, asırlardır akan Şamran Kanalı kuruyor, Van Gölü hem kirleniyor hem de beslenemediği için her geçen gün biraz daha can çekişiyor. Edremit’te tarih boyunca Van’ı Van yapan bağlar, bahçeler, göl kıyısındaki yeşil kuşak gözlerimizin önünde yok ediliyor. Asırlık cevizler, kayısılar, armutlar kuruyor. Toprağın nefesi kesiliyor. Bunun yerine ne yapıyoruz? Bağ bahçeleri imara açıyor, doğanın yerine gri betonu koyuyoruz. Yeşilin yerine soğuk duvarlar, kuş seslerinin yerine makine gürültüsü bırakıyoruz. Eğer bu anlayış devam edecekse, gelin işi uzatmayalım! Van’ın üstüne bir defada komple beton dökelim; tarihini, doğasını, suyunu, havasını, doğal yaşamını tamamen yok edelim! Böylece en azından gerçeği itiraf etmiş oluruz: Biz bu şehri yaşatmak değil, tüketmek istiyoruz” dedi.
Şamran Kanalı’nın yeniden Van’a hayat vermesini istediklerini söyleyen Güngör, “Ama biz bunu kabul etmiyoruz. Biz, Başbulak suyunun doğal yatağında akmasını, Kırk Değirmenler’in yeniden dönmesini, Şamran Kanalı’nın Van’a hayat vermesini istiyoruz. Van Gölü’nün kirlenen değil, korunan bir miras olmasını savunuyoruz. Edremit’in bağlarının, bahçelerinin, meyve ağaçlarının betonla değil, emekle ve sevgiyle yaşatılmasını istiyoruz. Bu mücadele; rantı değil yaşamı, betonu değil toprağı, kısa vadeli çıkarları değil asırlık mirası savunma mücadelesidir. Van’ı yok ede ede değil, koruya koruya geleceğe taşımak zorundayız. Çünkü Van, bizim değil; biz Van’ın emanetçileriyiz” diye konuştu.





