MİKROBİYALİT NEDİR?
Mikrobiyalitler suyun içindeki kalsiyum ile mikroorganizmaların salgıladığı karbonatın tepkimeye girmesiyle oluşan, taş benzeri canlı yapılardır. Yani bir anlamda yaşayan kayalar olarak tanımlanabilirler.
Van Gölü'ndeki mikrobiyalitler, özellikle tatlı ve tuzlu su göllerinde çok nadir görülürken, burada büyük boyutlara ulaşmalarıyla dikkat çekiyor.
DÜNYA’DA BİR İLK: EN BÜYÜK MİKROBİYALİTLER VAN GÖLÜ’NDE!
Van Gölü, 2004 yılında yapılan araştırmalarda keşfedilen dünyanın en büyük mikrobiyalitleriyle bilim dünyasında büyük yankı uyandırdı. 20 metreye kadar ulaşabilen bu yapılar, gölün özellikle Tuşba, Edremit ve Erciş kıyılarında yoğun şekilde bulunuyor.
BELGESELLERE KONU OLDU
Van Gölü mikrobiyalitleri, BBC, National Geographic gibi uluslararası medya kuruluşlarının belgesellerine konu oldu. Özellikle dalgıçlar için adeta bir su altı cenneti sunan bu oluşumlar, dalış turizminin de gelişmesine katkı sağlıyor.
TURİZM VE BİLİM İÇİN BÜYÜK POTANSİYEL
Mikrobiyalitler sadece bilimsel değil, turistik açıdan da büyük önem taşıyor. Yerli ve yabancı turistler, mikrobiyalitleri görmek ve su altındaki eşsiz görüntülere tanıklık etmek için Van’a akın ediyor. Ayrıca Van Gölü çevresinde dalış turları ve mikrobiyalit temalı doğa yürüyüşleri de düzenleniyor.
BİLİM İNSANLARI İÇİN ADETA AÇIK HAVA LABORATUVARI
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi başta olmak üzere birçok bilim kurumu, mikrobiyalitlerin oluşum süreçlerini, iklim değişikliğiyle olan ilişkilerini ve göl ekosistemine katkılarını araştırıyor.
Mikrobiyalitler, aynı zamanda dünya dışı yaşam araştırmalarında da ipuçları sağlayabilecek özellikler taşıyor. NASA’nın Mars yüzeyinde benzer yapıları araştırdığı biliniyor.
Son yıllarda artan kıyı kirliliği, yapılaşma ve göldeki su seviyesinin düşmesi gibi tehditler, mikrobiyalitlerin doğal yaşamını tehlikeye atıyor. Bu nedenle hem bilim insanları hem de çevreciler, Van Gölü’nün doğal dengesinin korunması için acil önlemler alınması gerektiğine dikkat çekiyor.
Van Gölü Mikrobiyalitleri, sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da dikkatle takip ettiği eşsiz bir doğa harikası. Bu olağanüstü yapılar hem bilimsel hem de turistik değer taşıyor. Gelecek nesillerin de bu doğal mirası görebilmesi için koruma bilincinin artırılması gerektiği vurgulandı.