Urartu Krallığı'nın geçmişi ve görkemli başkenti Tuşpa (bugünkü Van Kalesi) merkezli yönetici hanedanına dair elimizdeki en somut ve akademik bulgular; MÖ 9. yüzyıldan itibaren hüküm süren kralların (I. Sarduri, Menua, I. Argişti ve II. Rusa gibi) askeri zaferlerini, anıtsal inşaatlarını (Menua Kanalı, Erebuni Kalesi) ve babadan oğula geçen taht silsilesini çivi yazılı kitabeler aracılığıyla net bir biçimde gözler önüne sermektedir.
Buna karşın, saray yaşamında önemli bir role sahip oldukları düşünülen kraliçelerin adları (sadece Kraliçe Tariria ve Qaquli gibi istisnalar hariç) yazılı kayıtlarda yer almadığı için modern arkeoloji ve tarih çalışmalarının aydınlatmayı beklediği en büyük gizemlerden biri olmaya devam etmektedir.
URARTU TAHTINDAKİ LİDERLER VE GÜÇ YARIŞI
Urartu Krallığı'nın kökleri MÖ 9. yüzyıla dayanır ve yönetici hanedanın üyeleri hakkındaki en sağlam bilgiler, onların inşa ettirdiği anıtsal çivi yazılı yazıtlardan ve Asur kaynaklarından gelmektedir. I. Sarduri’nin babası Lutipri ile başlayan hanedan zinciri, krallığın asıl kurucusu I. Sarduri (MÖ 840–830) ile kurumsallaşmış ve merkezini Tuşpa'ya (Van) taşımıştır.
I. Sarduri’nin oğlu İşpuini (MÖ 830–810), babasıyla birlikte eş-naiplik görevi yürütmüş ve krallığı güçlü bir yapıya kavuşturmuştur.
İşpuini'nin oğlu Menua (MÖ 810–786), Urartu'nun altyapı dehası olarak öne çıkar; Tushpa merkezli yönetimini sulama kanalları ve kale inşaatlarıyla (özellikle Menua Kanalı / Şamran Kanalı) pekiştirmiştir.
Menua'nın oğulları arasında yazıtlarda adları geçenler Inušpua (kısa süreli vekil/ortak hükümdar) ve halefi I. Argişti'dir (MÖ 785–764). I. Argişti, krallığın kuzeydoğu genişlemesini sürdürmüş ve Erivan yakınlarındaki Erebuni'yi kurmuştur.
Hanedan zinciri, I. Argişti'nin oğlu II. Sarduri (MÖ 764–735) ile gücünün zirvesine ulaşırken, oğlu I. Rusa (MÖ 735–714) döneminde Assur ve Kimmer saldırıları nedeniyle başkent Rusahinili'ye (Toprakkale) taşınmıştır.
SARAYDAKİ KADINLAR: TARIRIA VE QAQULI’NİN İZLERİ
Urartu krallarının eşleri ve kızları hakkında resmi kayıtlardaki bilgi, kralların askeri ve mimari icraatlarına odaklanıldığı için son derece sınırlıdır. Bu alanda arkeoloji ve epigrafinin sunduğu iki önemli isim bulunmaktadır:
Tariria: Bazı akademik derlemelerde Menua’nın eşi veya ailesi olarak anılsa da, en somut kanıt Kral I. İşpuini’nin eşi olmasıdır.
Van Kalesi'ndeki bir kaya nişinde bulunan yazıtta, buranın Kraliçe Tariria’nın anıt mezarı olduğu belirtilmiş ve başka hiç kimsenin buraya gömülmemesi uyarısı yapılmıştır.
Bu durum, onun Tuşpa’da yaşamış ve hanedan içinde yüksek bir saygınlığa sahip olduğunu göstermektedir. Ayrıca Menua dönemine ait bir yazıtta da Tariria adına bir bağ/bağlık tanımı geçmektedir.
Qaquli (Gaguli): Kral II. Rusa'nın (MÖ 680–639) karısı olarak bilinen tek kesin kraliçe adıdır. Qaquli'nin adı, II. Rusa dönemine ait Ayanis (Rusa II’nin sarayı ve kalesi) kazılarında ortaya çıkan altın bir fan parçası üzerindeki yazıtlarda doğrulanmıştır.
Bu arkeolojik kanıt, kraliçelerin en azından törensel nesneler ve ritüeller aracılığıyla saray yaşamında görünür olduğunu ispatlamaktadır.
HANEDAN ÜYELERİNİN YAŞAMI VE YÖNETİM MERKEZLERİ
Kraliyet ailesi üyeleri, yönetim merkezi olan Tuşpa (Van) başta olmak üzere, Rusahinili (Toprakkale), Ayanis ve Erebuni (Erivan) gibi ikincil saray ve kale komplekslerinde ikamet etmekteydi.
Krallar, başkomutan, başrahip ve başyargıç olarak devletin zirvesinde yer alırken, veliahtlar (prensler) genç yaştan itibaren askeri ve idari görevlerle eğitilirdi.
Menua'nın oğlu Sarduri ve II. Sarduri'nin oğlu Minua gibi prensler, babalarının yazıtlarda isimleri geçmesine rağmen (biri hazine sorumlusu/bürokrat, diğeri veliaht olarak), tahta geçemeden ölmüş veya başka bir role atanmışlardır.
Urartu'da hanedan üyelerinin yaşamı, sürekli seferler, anıtsal inşaatlar ve tanrılara sunulan ritüellerin belirlediği görkemli bir saray hayatından ibaretti.
Bu tablo, Urartu'da kraliyet ailesinin askeri ve mimari başarılarının ön planda olduğunu, ancak kadınların tarihî rollerinin büyük ölçüde yazıtların kısıtlı doğası nedeniyle karanlıkta kaldığını ortaya koymaktadır.
URARTU KRALLIĞI HANEDAN ÜYELERİ
KRALLAR VE TAHT SİLSİLESİ
Urartu tahtında babadan oğula geçen bir silsile izlenmektedir: Tahtı Išpuini'den devralan ve Tushpa'yı (Van) sulama kanalları ve kale inşaatlarıyla güçlendiren Menua (M.Ö. ~810–786), zincirin önemli halkalarındandır.
Onu takiben, Erebuni'yi kurarak krallığın kuzeydoğuya doğru genişlemesini sağlayan oğlu Argishti I (M.Ö. ~785–764) tahta geçmiştir.
Argishti I’in oğlu Sarduri II (M.Ö. ~764–735), Urartu'nun gücünün zirvesine ulaştığı dönemi yönetmiştir.
Yoğun Assur çatışmaları döneminde tahta geçen Rusa I (M.Ö. ~735–714), Sarduri II'nin oğlu olarak krallığı savunmuş, onu takiben gelen oğlu Argishti II (M.Ö. ~714–680) göreceli bir toparlanma dönemi sağlamıştır.
Bu zincirin son güçlü halkası, Ayanis’te (Rusahinili) büyük yapı projeleri yürüten Rusa II (M.Ö. ~680–639) olmuş ve hanedan silsilesi oğlu Sarduri III'e geçmiştir.
KRALİÇELER VE KRALİYET KADINLARI
Yazıtlarla kanıtlanan kraliçe isimleri oldukça sınırlıdır ve bu durum, saray kadınlarının kayıtlarının büyük ölçüde kaybolduğuna işaret eder.
Bilinen iki önemli isim şunlardır: Tariria, Kral I. İşpuini'nin eşi olup Tuşpa'daki bir kaya nişinde anıt mezarının bulunmasıyla hanedan içindeki saygın konumu belgelenmiştir.
İkinci kesin isim ise, Kral Rusa II'nin eşi olan Qaquli (Gaguli)'dir; Ayanis kazılarında adına rastlanan altın fan parçaları sayesinde varlığı doğrulanmıştır.
PRENSLER VE SOYLULAR
Tahtın varisleri veya yüksek mevkilerde görev alan diğer hanedan üyeleri arasında, Menua'nın oğlu Inušpua (kısa süreli ortak hükümdar/vekil) ve yine Menua'nın diğer oğlu olan, ancak tahta geçmeyen veliaht Sarduri yer alır.
Ayrıca Menua yazıtlarında adına bir bağ tanımı geçen kızı Tariria'dan (Kraliçe Tariria ile karıştırılmamalıdır) bahsedilir.
Hanedanın sonraki dönemlerinde ise Kral II. Sarduri'nin oğlu olan ve kral olmamasına rağmen yüksek bir bürokrat (hazine yöneticisi) olarak görev yaptığı anlaşılan Minua'nın adı Ayanıs Kalesi mühürlerinde geçmektedir.
Rusa I, Rusa II ve Sarduri III gibi tahta çıkan isimler de, kral olmadan önce elbette "prens" sıfatını taşımışlardır.