Van, 14 yıl önce merkez üssü Tuşba ilçesine bağlı Tabanlı Mahallesi olan 7,2 büyüklüğündeki deprem ile sarsıldı. Tuşba ve Erciş ilçesi başta olmak üzere kent merkezi ve birçok köyde büyük yıkıma yol açan depremde toplam 604 kişi hayatını kaybetti, binlerce bina yıkıldı veya ağır hasar aldı.
7.2’lik felaketin ardından henüz yaralar sarılmadan, 9 Kasım 2011 tarihinde meydana gelen 5,6 büyüklüğündeki ikinci deprem de büyük bir yıkıma neden oldu ve 40 kişi daha hayatını kaybetti.
Aradan geçen 14 yıla rağmen Van’da depremin izleri tamamen silinmedi. İlde yapılan yıkım ve yenileme çalışmalarına karşın, önlem eksikliği ve hasarlı binaların fazlalığı dikkat çekiyor.
14 YILDA NELER DEĞİŞTİ, NELER DEĞİŞMEDİ?
AFAD’ın 2011 sonrası hazırladığı raporlara göre; 147 bin 622 konut, 18 bin 735 iş yeri ve 20 bin 209 ahır incelendi. Bunlardan 31 bin 870 konut, 8 bin 849 iş yeri ve 9 bin 602 ahırın ağır hasarlı olduğu belirlendi. 18 bin 181 konutun ise orta hasarlı olduğu tespit edildi. Yıkılan binaların yerine yenileri yapılsa da uzmanlara göre Van’ın deprem direnci hâlâ düşük. Kentteki binlerce yapının yorgun, güçlendirilmemiş ve risk altında olduğu vurgulanıyor.
“MASTER DEPREM PLANI BİR AN ÖNCE HAZIRLANMALI”
Deprem bilimciler, Van gibi aktif fay hatları üzerinde bulunan illerde “Master Deprem Planı”nın acilen hazırlanması gerektiğine dikkat çekiyor. Özellikle deprem gerçekliğinin unutulmamasına dikkat çeken uzmanlar, Master Plan'da birçok bileşen var, birçok paydaş var. O paydaşların bir araya gelip birbiriyle koordineli ve sonuca yönelik çalışması demektir. Bizim önce bunu başarabilmemiz lazım. Bunu başarırsak zaten depremi biz bir afetten çıkarıp sadece bir doğa olayına yağmur gibi bir doğa olayına dönüştürürüz. Bu da dediğim gibi farklı disiplinleri bir araya getirip o disiplinlerin birbirlerine koordineli olarak çalışmasına karşılık geliyor. Buradan hem yerel yönetim hem de bakanlıkların bir arada çalışması lazım. Mesela AFAD'ın deprem farkındalığıyla ilgili vatandaşın anlayacağı şekilde uygulamalar yapması gerektiğini düşünüyorum. Tabii deprem tamamen bambaşka bir şey. Her kesimden insanın bunu sahiplenip ona göre buna bir savunma üretmemiz lazım. Deprem, öncesi, anı ve sonrası olmak üzere temelde üç aşamadan oluşur. Biz bu üç aşamaya ne kadar hazırız? Bu master planlar aslında genelde deprem öncesiyle alakalı. Biz millet olarak, deprem anında ve sonrasında elimizden geleni yapıyoruz ama bizim derdimiz öncesi. Deprem öncesini biz hazırlayamıyoruz, yapamıyoruz. Maraş depremlerinde de onu gördük. Bunun için bütün idarecilerin ilgili başkanlıkların bir araya gelip o master plan dediğimiz planı hayata geçirip bunu bir an önce uygulamaya sokmamız lazım.” ifadelerini kullandı.
VAN’DA 10 BİNİN ÜZERİNDE RİSKLİ YAPI VAR
Kentte 10 binden fazla yapının yıkılmayı beklediğini belirten uzmanlar, yapı envanterinin güncellenmesi gerektiğini ifade ederek şunlara dikkat çekiyor: “2011 yılında yaşanan depremden sonra hala 10 binin üzerinde yıkılmayı bekleyen yapı var. Bu envanterin güncellenmesi lazım. AFAD’ın, Çevre ve Şehircilik Van İl Müdürlüğü’nün, Valiliğin, ilgili belediyelerin bu yapılarla alakalı acil eylem planı düzenlemesi lazım. Yıkılması gereken yapılar var. Güçlendirmesi gereken yapılar var. Güçlendirilmemiş. O şekilde duruyor.”
Uzmanlar ayrıca, aktif fayların Van Gölü’nün batısındaki birçok ilçeden geçtiğini, dolayısıyla Van’ın Türkiye’nin en riskli deprem kuşaklarından biri üzerinde yer aldığını vurguluyor.
Yıkılan binaların yerine yenileri yapılsa da kentteki deprem bilinci, yapı güvenliği ve altyapı hazırlıkları hâlâ yetersiz.