Van’da kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedeni bulunan Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümü henüz aydınlatılamadı. Ailenin adalet arayışı devam ederken HÜDA PAR Mersin Milletvekili Faruk Dinç, baba Nizamettin Kabaiş’i evinde ziyaret etti.
Ziyarete ilişkin açıklama yapan Dinç, “Rojin Kabaiş’in muhterem babası Nizamettin amcayı evinde ziyaret ettik. Rojin kızımızın acısı üzerinden 13 ay geçmiş olsa da acısı ilk günkü gibi tazedir. Bu mesele ile ilgili İçişleri Bakanlığı ile görüştük. Yaşanan bu olayın net ve şeffaf bir şekilde ortaya çıkması için süreci takip ediyoruz. Bu olayda kimlerin dahli varsa en ağır bir şekilde cezalandırılmalıdır.” dedi.
ROJİN KABAİŞ’İN ŞÜPHELİ ÖLÜMÜ
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü 1. sınıf öğrencisi 21 yaşındaki Rojin Kabaiş, 27 Eylül 2024’te kaldığı öğrenci yurdundan ayrıldıktan sonra üniversitenin göl kıyısındaki sahiline indi. O andan itibaren kendisinden haber alınamadı. Ertesi gün şahsi eşyaları sahilde bulundu ve yurt yönetimine bildirildi. Ancak durum, yaklaşık 15 saat sonra ailesine ve polise iletildi. Kabaiş’in cenazesi 15 Ekim’de, kırsal Mollakasım Mahallesi’nde Mehmet Emin Ankay (60) tarafından bulundu. Kabaiş’in son görüldüğü yer ile cenazesinin bulunduğu nokta arasında yaklaşık 20 kilometre mesafe olduğu, Van Gölü’ndeki ters akıntılar ve Çarpanak Adası gibi doğal engeller nedeniyle bu mesafenin yüzerek aşılmasının imkânsız olduğu belirtiliyor. Bu durum, ölümle ilgili şüpheleri derinleştirdi.
Kabaiş’in cenazesi bulunduğu gün Van Adli Tıp Kurumu’nda otopsiye alındı. Van Barosu’nun talebiyle bağımsız bir hekim otopsiye katıldı. Hekim, Kabaiş’in sırtında, diz arkasında ve boynunda darp izlerini andıran morluklar tespit etti; ancak bu bulgular resmi otopsi raporuna yansıtılmadı.
İstanbul ATK’nin 14 Kasım 2024 tarihli raporunda, ölüm nedeninin “suda boğulma” olduğu ileri sürüldü. Ancak raporda ölüm zamanı, suda kalma süresi ve boğulmanın nasıl gerçekleştiği gibi kritik bilgilere yer verilmedi. Van ve Diyarbakır Baroları ile Kabaiş ailesinin avukatları, ATK’nin bir yıldır elinde tuttuğu verileri gizlediği gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. ATK, 13 Ekim’de yaptığı açıklamada Kabaiş’in ölümünün “suda boğulma sonucu” meydana geldiğini, ancak intihar, kaza veya dış etken olup olmadığı konusunda kesin kanaate varılamadığını bildirdi. Ayrıca tespit edilen iki DNA örneği için “kontaminasyon ihtimali bertaraf edilemedi” ifadesini kullandı. Bunun üzerine hem barolar hem de Adalet Bakanlığı, bulaş olasılığına ilişkin ek rapor talep etti. ATK’nin gönderdiği son ek raporda, bulaş ihtimalinin ortadan kalktığı ve DNA’ların başka kişilere ait olduğu kesinleşti.




