Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulunan HÜDA PAR Genel Başkan Vekili ve Gaziantep Milletvekili Şahzade Demir, uyuşturucu bağımlığıyla ilgili kapsamlı ve caydırıcı bir kanun teklifi hazırladıklarını ifade etti. Demir ayrıca, akaryakıt zammı, gıda etiketlerindeki bilgi eksiklikleri ve KYK burs/kredi miktarı ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

“YASAL BİR DÜZENLEME ARTIK ÇOK ACİL BİR ZORUNLULUKTUR”

Uyuşturucu bağımlılığının geleceğimiz için bir varlık meselesine dönüştüğünü belirten Demir, yakın zamanda Siirt ve Sakarya’da yaşanan olayların bu tehdidin boyutlarını gözler önüne serdiğini ifade etti. Sorunun artık ertelenemez ve göz ardı edilemez bir noktaya ulaştığını kaydeden Demir, “Yasal bir düzenleme artık çok acil bir zorunluluktur. HÜDA PAR olarak uyuşturucu ile mücadele konusunda kapsamlı ve caydırıcı bir kanun teklifi hazırlıyoruz. Uyuşturucuyla mücadelede gerçek bir sonuç almayı hedefleyen kanun teklifimiz, en kısa sürede tamamlanarak TBMM’ye sunulacaktır.” dedi.

36 yıl sonra TBMM Camii’nde hoparlörden ezan sesleri
36 yıl sonra TBMM Camii’nde hoparlörden ezan sesleri
İçeriği Görüntüle

“BAĞIMLI BİREYLER YALNIZCA CEZALANDIRILMAYACAK; ZORUNLU TEDAVİ VE REHABİLİTASYON PROGRAMLARIYLA TOPLUMA YENİDEN KAZANDIRILACAK”

Demir, Meclis’e sundukları kanun teklifinin yasalaşması halinde yapılacak düzenleme ve yaptırımları şöyle açıkladı: “Uyuşturucu üretimi, ticareti veya dağıtımına karışan herkes işlediği suçun bedelini en ağır biçimde ödeyecektir. Kamu görevlilerinin suça karışması durumunda cezalar artırılacak ve böylece suistimallerin önüne geçilmiş olacaktır. Bağımlı bireyler yalnızca cezalandırılmayacak; zorunlu tedavi ve rehabilitasyon programlarıyla topluma yeniden kazandırılacak, tedavi kesinlikle kişinin inisiyatifine bırakılmayacaktır. Okul, yurt, hastane ve ibadethane çevresinde işlenen suçlarda cezalar artırılacaktır. Bu husus, çocuklarımız ve gençlerimizin güvenliği açısından kritik bir önem taşımaktadır. Örgütlü uyuşturucu çeteleriyle mücadelede, örgüt yöneticilerine ve uyuşturucu baronlarına caydırıcı cezalar verilecek; mal varlığına el koyma, dijital takip ve finansal izleme gibi tedbirler etkin şekilde uygulanacaktır. Kolluk, yargı ve sosyal kurumlar arasında tam koordinasyon sağlanacaktır.”

Uyuşturucu bağımlılığıyla mücadelede kararlılık mesajı veren Demir, “Evlatlarımızı zehirleyenlerle ve bağımlılığı rant kapısına dönüştürenlerle mücadeleyi sonuna kadar sürdürecek ve bu meselenin sonuna kadar takipçisi olacağız. Hazırladığımız kanun teklifi, bu kararlılığın en somut ifadesidir.” ifadelerini kullandı.

“MAZOTA GELEN HER KURUŞLUK ARTIŞ DOĞRUDAN GÜBREYE, TOHUMA, NAKLİYEYE YANSIYACAK”

Son günlerde motorine gelen zamların çiftçileri nefes almaz hale getirdiğini dile getiren Demir, “Motorin fiyatının Ankara'da 58,61 TL, İstanbul'da 57,58 TL'ye yükselmesi; tarlasını süren, mahsulünü pazara taşıyan çiftçinin maliyetlerini önemli oranda artırmıştır. Bu demektir ki: Mazota gelen her kuruşluk artış, doğrudan gübreye, tohuma, nakliyeye yansıyacak ve kaçınılmaz olarak sofralarımızdaki temel gıda ürünlerinin fiyatını daha da yükseltecektir. Gıda enflasyonunda kuraklık ve zirai don gibi olumsuz iklim koşullarının etkileri konuşulurken, çiftçinin artan maliyet artışları göz ardı edilmemelidir. Enflasyon canavarı, bu zamlarla beslenip büyüyecek; alım gücümüzü eritmeye devam edecektir.” şeklinde konuştu.

“1 OCAK 2025'TE 493,8 LİTRE MOTORİN ALABİLEN ASGARİ ÜCRETLİ, BUGÜN SADECE 381 LİTRE MOTORİN ALABİLMEKTEDİR”

Asgari ücretin her geçen gün artan motorin fiyatları karşısında eridiğine dikkat çeken Demir, “Bir ailenin gıda ve kira gibi temel ihtiyaçları düşünüldüğünde, bu maaştan ulaşım ve enerji giderlerine ayrılan payın oldukça kısıtlı olduğu görülecektir. 1 Ocak 2025'te maaşıyla 493,8 litre motorin alabilen asgari ücretli, bugün gelinen noktada sadece 381 litre; yani 112 litre daha az motorin alabilmektedir! Bu, alım gücümüzün hızla buharlaştığının en acı ispatıdır.” değerlendirmesinde bulundu.

“HALKIMIZ, İNSANCA YAŞAYABİLECEĞİ FAİZSİZ BİR EKONOMİK DÜZENİ HAK ETMEKTEDİR”

“Üretimin teminatı olan çiftçimizi ve hayat pahalılığı altında ezilen asgari ücretli kardeşlerimiz sahipsiz bırakılmamalıdır.” diyen Demir, sözlerine şöyle devam etti: “Faiz ve borçlanma sarmalından vazgeçilerek, özellikle tarımsal faaliyette kullanılan akaryakıt üzerindeki ÖTV yükünün tamamen kaldırılması, üreticinin ve halkın rahatlatılması için elzemdir! Halkımız, insanca yaşayabileceği faizsiz bir ekonomik düzeni hak etmektedir.”

“TÜKETİCİLERİN, TÜKETTİĞİ ÜRÜNLERİN KİMYASAL BİLEŞİMİ HAKKINDA EKSİKSİZ BİLGİYE SAHİP OLMASI, TEMEL BİR İNSAN HAKKIDIR”

Türk Gıda Kodeksi Gıda Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliği’nin kapsamının genişletilmesi çağrısında bulunan Demir, “Mevcut yönetmelik, tüketicinin gıdalar hakkında temel bilgiye ulaşmasını sağlamakla birlikte; gıda, içecek ve bağımlılık yapıcı ürünlerdeki kimyasal içeriklerin tamamına ilişkin ayrıntılı bilgilendirmeyi zorunlu kılmamaktadır. Tüketicilerin, tükettiği ürünlerin kimyasal bileşimi ve muhtemel sağlık riskleri hakkında eksiksiz bilgiye sahip olması, temel bir insan hakkıdır.” dedi.

“SAĞLIK RİSKİ OLUŞTURABİLECEK ÜRÜNLERDE UYARI VE BİLGİLENDİRME ETİKETLERİ BULUNMALI”

Demir, gıda güvenliği ve tüketicilerin bilinçlendirilmesi hakkında atılması gereken adımları şöyle sıraladı: “Tüm gıda ve içecek ürünlerinde, ürünün bileşiminde yer alan alkol dâhil tüm kimyasal içeriklerin açık ve anlaşılır biçimde etiket üzerinde beyan edilmesi, sigara ve tütün ürünlerinde, yalnızca “nikotin, katran ve karbonmonoksit” değil; bunlarla birlikte üründe tespit edilen tüm kimyasal maddelerin detaylı biçimde listelenmesinin zorunlu hâle getirilmesi, enerji içecekleri, aromalı içecekler ve katkı maddesi yüksek gıdalar gibi bağımlılık veya sağlık riski oluşturabilecek ürünlerde ayrıca uyarı ve bilgilendirme etiketlerinin bulunması önem arz etmektedir.”

“VERİLEN BURS VE KREDİ MİKTARININ YETERSİZ KALDIĞI GÖRÜLMEKTEDİR”

KYK burs/kredilerinin öğrenciler için önemine değinen Demir, “Birçok öğrenci, aldığı bu burs ve kredilerle eğitimini sürdürmeye çalışmaktadır. Fakat verilen burs ve kredi miktarının yetersiz kaldığı görülmektedir.” dedi.

BURS ARTIŞI HEDEFLENEN ENFLASYON ORANINDA DEĞİL GERÇEKLEŞEN ENFLASYON ORANINDA YAPILMALI

Öğrencilerin temel ihtiyaçlarını karşılamada dahi zorlandığına dikkat çeken Demir, “2025-2026 eğitim-öğretim dönemi için yapılacak burs ve kredi artışının güncel şartlara göre hesaplanması gerekmektedir. Hâlihazırda ön lisans ve lisans öğrencileri için 3.000, yüksek lisans öğrencileri için 6.000 ve doktora öğrencileri için 9.000 TL olan öğrenci burs ve kredileri yetersiz kalmaktadır. Barınma, ulaşım, yemek, kırtasiye ve diğer masraflar göz önünde bulundurulduğunda, hedeflenen enflasyon oranında değil, gerçekleşen enflasyon oranına göre artış yapılması gerekmektedir.” ifadelerini kullandı.

“GENÇLERİMİZE EN KALİTELİ HAYAT ŞARTLARINI SUNMAK, DEVLETİN EN TEMEL GÖREVLERİNDEN BİRİDİR”

“Artan hayat pahalılığı ve geçim sıkıntısı, gençlerimizde güvensizlik ve geleceğe dair karamsarlık havasını hâkim kılmıştır.” diyen Demir, sözlerini şöyle noktaladı: “Geleceğimiz ve umudumuz olan gençlerimize en kaliteli hayat şartlarını sunmak, devletin en temel görevlerinden biridir. Gençlerimize yapılan yatırım, geleceğimize yapılan yatırım demektir.”

Kaynak: Doğruhaber