( YUSUFİLERİN AİLELERİNE)
Bir ramazan bayramını daha idrak ettik. Sevinç ve neşe günleridir bayramlar. Ama biz hep hüzünlerle karşılarız bayramlarımızı. Keder ve hüzünler hayatımızın bir parçası olmuş bizim. Şehitlerimizden, Yusufi ve muhacirlerimizden ayrı, buruk bir bayramı daha geçirdik. İslam coğrafyalarından kan, barut ve kimyasalların; dert hüzün ve kederlerin, acı ve ızdırapların iç içe olduğu bir atmosferde karşıladık bayramımızı. Bir de kor ateştir, düşer kalbe Yusuflarımız...

Yusufum...
Sensizliğine kaçıncı bayramdır hicran şerbetini yudumladığım,
Sensizliğine kaçıncı özlemdir çektiğim,
Sensizliğe kördüğüm olmuş acılarım,
Sensizliğe aklar düştü gözlerime, ağardı simsiyah saçlarım...

Yusufum...
Sen bitmek bilmez günleri saymazsın bilirim,
Sen acılara dağ gibi sabrınla gülensin bilirim,
Sen kışın boranında baharları yaşarsın bilirim,
Sen Rabbine sonsuz tevekküldesin bilirim...

Yusufum...
Hani dost dergahından dönüp te gelmedin,
Kırk beşinci bayram oldu gelmedin,
nice düğün- dernek geçti gelmedin,
Yollarıma ecel de düştü gelmedin.

Yusufum...
Artık sormam seni, giden ve gelenden,
Sensizliğe gider oldum, bu gurbet ellerden,
Terk-i diyar eylerim bu ıssız çöllerden,
Dermanım ise sadece Rabbı rahimimden...

Yusufum...
Duam ve niyazımsın, alemlerin Rabbine,
Niyaz ve tazarrumsun, meliklerin melikine,
Yakarış ve münacatımsın, dareynde azadeliğine,
Eriştirsin Rabbi rahimim selamet sahiline...

Vasiyetimdir sana Yusufum,
Fani melik unutuvermişse de Yusufum,
Derin kuyuda derdest kalmışsan da Yusufum,
Müjdeler var yarınlara Yusufum,
Tevekkülün ve tezekkürün Allah olsun Yusufum...