Bismillah
Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla

Deki:"Cinlerden ve insanlardan; insanların kalplerine vesvese veren sinsi vesvesecinin kötülüğünden, insanların Rabbine, insanların Melik'ine, insanların İlah'ına sığınırım." (Nas Süresi 1-6)

Bu surede dikkat edilirse insanoğlu için üç düşmandan bahsediliyor. Birinci düşman Hannas tabiri ile sinsi vesveseci şeytandan bahsediliyor. Bu sinsi şeytanında hem insanlardan ve hem cinlerden olduğunu söyleniyor. Yani ikinci düşman bu arada şeytanlaşmış insan oluyor.

Peki bunların hedefinde kim var ve onlara kim yardımcı oluyor? İşte bu noktada aslında evin içinden yani insanın göğsünde birlikte taşıdığı nefsi devreye giriyor. Yani bu iki düşmana birde evin içinden onlarla iş birliği yapan üçüncü düşman var.

Bu düşmanın en büyüğü ve asıl düşman İblis ne yapıyor? nasıl bir etki alanı var? Ona bir bakalım; şeytan bilindiği gibi insana düşmanlığı Hz.Âdem (a.s) babamızdan kalmadır. Âdem (a.s)’in yaratılışından sonra onu kıskanıp isyan etmiş ve kendisine kıyamete kadar mühlet istemiş. Bu mühleti isterken ademoğullarını yoldan saptırıp Rablerine karşı isyan ettireceğini söylemiştir. Ve bu sinsi düşmanın yaptığı tek şey insanın nefsine fısıldaması ve vesvese vermesidir.

Nefis ise daima kötü olanı ve hoşuna gideni istemesi ile insanı zor durumda bırakan ve insanın beslediği iç düşmandır. İnsanı hoşuna giden helal-haram demeden istekleri bitmeyen bir varlıktır. Bu konuda şeytandan aldığı güç ile insanı aziz iken zelil ve rezil bir duruma düşürmektedir. Bu iki düşman tarih boyunca birlikte hareket etmişler ve başarılı da olmuşlar.

Üçüncüsü olan düşman ise en tehlikeli olandır. Bu düşman insi yani insanlardandır. Şeytan ve nefse mağlup olup onların esiri olup onlar adına hareket ediyor ve diğer iki düşmandan ayrı özelliği de gözle görülür olmasıdır. Yani içimizde, yakınımızda, şehrimizde, sokağımızda ailemizde, hatta evimizde bile olabilir. Şeytan adına konuşur ve onun isteklerini telkin eder ve bazen zorla yaptırır.

İnsanoğlunun işi bu minvalde çok zordur. Peki, bu üç düşmana karşı ne yapmalı hangi silahları kuşanmalıdır. Nas Süresinin beyanı ile üç düşmanı öğrenmiş bulunuyoruz. Yaşayışımızda da bunları görüyoruz. Yine Nas Süresinin başında belirtiği gibi bunlardan kurtulmanın ve sığınmanın adresini de gösteriyor. Üç tane dostu, silahı açık bir şekilde ortaya koyuyor. “Deki; sığınırım insanların Rabbine, İnsanların Melik’ine ve insanların İlah’ına” diyerek üç düşmana üç ismi ile cevap veriyor.

Düşman olan sinsi hannasakarşı sığınmamız gereken “İnsanların Rabbine” burada Rab; sahip ve terbiye edicidir. İnsan onun terbiyesine girmeli ve tek onu sahiplenmelidir ki; Şeytanın tek korktuğu ve çekindiği de yalnız Allah’tır. Gece-gündüz onu anmalı ve onun kontrolunda olduğunu bilmelidir.

İkinci düşman nefse karşı ise “İnsanların Melik’ine” sığınmalıdır. Melik hükmeden anlamında olduğundan insanı yaratıp yaşatan ve sonra öldüren de odur. Nefsi ancak ölüm korkutur. Bu sebeple Melik’ini bilip nefsi ölüm ile korkutmalıdır. Nefsin her telkinatında “ölüm var ölüm” demeli ve ölüm ile nefsin burnunu yerden sürtmelidir. Taki Malik’inin emrine amade olsun.

Üçüncü ve en tehlikeli düşman olan insi şeytan olan insana karşı ise insanların İlah’ına sığınmalıdır. İlah tapınan ve güç kuvvet sahibi demektir. Bu durumda güç ve kuvveti oluşturan Allah’ın İlahlığını ilan eden müminlerdir. Yani insan tek başına kalırsa bu insi şeytana mağlup olması kaçınılmazdır. Bunun için müminlerin kalesine sığınıp birlikte hareket ederek bu şeytanları yenebilir.  İslam’ı dava edinen cemaat veya yapıya intisap etmek ve İlahi kelimetüllahıhâkim etme davası ile şeytanlaşmış insanlardan kurtulabilir hatta onların üzerine yürüyebilir.

Vesselam

ZEYNuL ABİDİN GÜLSEVER