Emin SABBAH
Elhamdülillah! Referandum, Müslüman çoğunluğun istediği şekilde sonuçlandı. Halkın önünü tıkayan büyük bir badire daha atlatılmış oldu. İnşallah adım adım vesayet sisteminin pençelerinden kurtuluyor halkımız.

Referandum geride kaldı kalmasına da yankıları hala sürüyor. Mevcut sonucu hazmedemeyenler, can havliyle veryansın etmeye devam ediyorlar.
Siyasi geçmişi ve hali-hazırdaki durumu herkesçe malum olan CHP ve aveneleri yüksek tempoda itirazlarını dile getirmeye ilk saatlerden itibaren başladılar. Yok, bu sonucu kabul etmezlermiş, yok sandıklarda hile yapılmışmış, yok oylar çalınmış da …-mış …-mış …-mış. Ne demişler, kendisi hırsız olan, herkesi de kendisi gibi sanırmış! On yıllardır halkın geleceğini, iradesini, özgürlüğünü çalanlar kendileri değilmiş gibi!

Son birkaç seçimdir, halkın çoğunluğunun iradesine itibar etmeyen parti liderleri azınlıkları sokağa çağırır oldular. Bu çağrıların ne demek olduğunu artık biliyoruz. Sokağa çağırmanın yanı sıra yalan, iftira, halka hakaret ve tehditler dillerinden düşmüyor. Yaptıklarının suç olması umurlarında değil.

Haddizatında muhalefetin icraatta bulunmak yahut alternatif siyaset üretmek gibi bir derdi yok. Maalesef şimdiye dek hiç olmadı da! Sadece çamur ve çukur bir siyaseti yapmakla iştigal ediyor. Sandığa gitmeden evvel yapılan program ve röportajlardan net bir şekilde anlayış kıtlıkları belli oluyordu.

On sekiz maddelik anayasa değişikliğini bile okumamışlardı.
Muhalefet, referandumda sistemsel bir değişikliğin oyladığını bilmiyormuş gibi sürekli AKP'yi hedefe koydu. Durumu partisel düzeyde algılamayı tercih etti ve kaos çıkarmayı hedefledi. Ne de olsa kriz çıkarıp faturayı halka kesmek kadim geleneklerindendir.

Oysa yeni sistem, toplumun önünü açan bir düzenlemeden ibarettir. Mesela artık ne askerler, ne hukukçular, ne rektörler ne de zenginler kulübü, kimse sırf canı istediği için yönetime müdahale edemeyecek. Sistem değişikliğine ayak direyenler, düzeni ve düzelmeyi istemeyen kesimdir.

İçerdeki muhalefetin tavrını destekler mahiyetteki bir diğer çıkış da Avrupa'dan geldi. Avrupa İşbirliği Teşkilatı (AGİT), birtakım saçma sapan görüşler öne sürerek ilişkileri yeniden gözden geçirme söylemiyle güya gözdağı verdi. Zaten epeydir üstü kapalı veya açık tehditler savurmaktan imtina etmiyor, küfür milleti.
Elli yıldır Türkiye'yi kapısında öylesine bekleten Avrupa'nın aşağılayıcı tavırlarını ve Müslümanlara karşı sergilediği art niyetini görmek için basirete veya ferasete gerek yok. Her şey çok açık ve net bir şekilde tezahür ediyor.
Referandum sürecinde, hadis-i şerifte buyurulduğu gibi küfür milletinin tek bir millet olduğunu tekrar müşahede ettik. Onların tavrını bir yere kadar anlayabiliriz. Ancak bütün bunlar, içe dönük eleştiri yapmamıza ve sergilenen tabloyu gözden geçirmemize engel olmamalı. Neden mi? Çünkü bütün kardeşlerimizle aynı safta birleşemedik. Hem de düşmanın onca açık saldırganlığına rağmen!

Neymiş efendim, bazı kardeşlerimizin kafası karışıkmış, fetva yokmuş, oy kullanmak harammış ve sair bahaneler. Yusuf El Karadavi'nin Hayreddin Karaman'ın, Hüda-par temsilcilerinin ve dini açıdan daha pek çok otoritelerin görüşüne itibar etmeyenler; acaba kimden fetva bekliyorlar, kimden medet umuyorlar? Burada isim zikretmek istemeye gerek yok. Lakin hangi sözde müspet çevrelerin 'Hayır' cephesine çalıştığı bellidir. Küfre karşı muhalefet etme sünnetini unuttular galiba.

Mesela Hüda-par, uluslararası, ulusal ve bölgesel vesayetin sona ermesi için açık görüş beyan etti ve küçük çıkarların peşine düşmedi. Bilakis ümmeti ilgilendiren bir konuda çoğunluğun menfaatini baz alarak hareket etti. Nitekim haklılığı peyderpey ortaya çıkıyor. Yazık ki pek çok siyasi çevre bunu yapmadı. Olsun, nihayetinde istenen ve beklenen oldu.

Son olarak şunu da söylemek lazım: 'Evet' için çalışanların şova dönüşen etkinlikleri, konvoy halinde çarşı-pazar dolaşmaları, milliyetçilik kokan sloganların atılması, belli çevreleri temsil eden işaretlerin yapılması ve bazı yerlerde vasıfsız kadınların propaganda için ön plana çıkarılması hiç de hoş değildi. Benzer hataların tekrarlanmaması için yetkililerin ince eleyip sık dokuması lazım.
Yeniliğin hayra vesile olması temennisiyle…