Yusuf Can
Namaz, bizimle Rabbimiz arasında en önemli bağdır. Namazın farziyetiyle ilgili ayet ve hadisler üzerinde durmayacağız. Namazın farziyeti konusunda zaten hiç kimsenin bir itirazı da yok. Asıl mesele, bu konudaki toplumsal duyarsızlığımızdır.

Ahirzamanın fitnelerine şahit olduğumuz asrımızda, bela ve musibetler üzerimize sel gibi akmaktadır. Küfür alemi pervasızca İslam toplumlarını tehdit etmekte, alenen işgal etmekte, İslam beldelerini ele geçirmektedir.

Selef-i salihin, herhangi bir musibet ve imtihan ile karşılaştıklarında hemen ibadet ve taatlerini artırmakta, daha fazla maneviyatlarını güçlendirmeye çalışmaktaydılar. Efendimiz aleyhisselatu wesselam, güzide arkadaşları, büyük islami şahsiyetler... Tümü büyük belalara ancak dua, ibadet ve ayrıyeten fiili çaba ile göğüs gerebiliyorlardı. İbadetlerinin başında da namaz geliyordu. Yine efendimizin ceddi Hz. İbrahim'in duasında namaza rastlıyoruz. Seleflerimiz namazdan aldıkları güç ve kuvvetle İslam'ı tüm dünyaya hakim kılabilecek bir seviyeye ulaşmışlardı.

İbadetlerimize ve duamıza olan lakaytlığımız bizleri mevcut halimize geriletti maalesef. Namaz ibadetinin hikmetlerine arif olan ve gereğini ifa eden büyük islam komutanları ta İspanya'ya, Hindistan'a, Kafkasya dağlarına, en ücra Avrupa ülkelerine, uçsuz bucaksız Afrika beldelerine kadar İslamı yayıp, Allah'ın davasına hizmet edebilmişlerdir.
Gelinen süreçte, her ne kadar namaza lakayt bir topluma doğru yol alıyorsak da bu talihsiz ve bir o kadar da kahredici duyarsızlığımızı sonlandıracak adımları atıp 'Namazlı bir toplum' olmaya çaba göstermeliyiz.

Ey camisinde namazını kıldırıp evine istirhate çekilen seydam! Lütfen istirhatini boz da biraz toplumun arasına katıl, halkın dertleri ile dertlenip yol gösterici ol, dinine ve diyanetine sahip bir gençlik yetiştir, ar ve haya damarlarının çatladığı tükenmiş gençliğe hayat iksiri ol, Yusuf ve Meryemler yetiştir de ' Dindar nesil' söylemi hitaplarda kalmasın.
Ey tüm enerjisini müslüman kardeşi ile boş tartışmalarda tüketen 'çokbilmiş' muhterem kardeşim! Lütfen enerji ve ilmini her türlü harama bulaşmış gençliğe islamı anlatmakta tüket. Uyuşturucu, hırsızlık ve türlü belalara müptela o kadar müslüman kardeşlerimiz var ki hepsi seni bekliyor. Sen ise tüm vaktini ihtilaflı ve faydasız mesele ve tartışmalar ile geçiriyorsun.
Ey anne ve babalar! Ey yaşlı başlı amcam, dayım, komşum!

Eskiden büyükler çocuklarını doğru yola yönlendirirdi. Şimdi ise çocuklar büyüklerini yanlışlara yönlendiriyorlar. Su tersine akıyor yani. Çocuğunuzun her isteğine boyun eğerseniz maalesef onu da kendinizi de perişan edersiniz. Namazsız, niyazsız yetiştirdiğiniz her çocuk, mezarda akrep ve çıyanınız olacak. Yazık değil mi halimize. Daha dün şahit oldum; iki yaşlı -başlı amca Milli Piyango bileti listesini alıyorlar.

'Amcalarım ne yapıyorsunuz böyle, yazık değil mi şu harama bulaşıyorsunuz?' dedim demesine de siz cevaba bakın, ' Yeğenim, çocuklar Milli Piyango bileti aldılar ne yapalım?'
İşte böyle dostlar. Namazsız bir nesil bizi felakete götürür. Neslimizi namazlı yetiştirelim ki hem dünyamız ve hem de ahretimiz mamur olsun. Aksi halde vallahi cehennem bizi bekliyor...