Geçen yazımızda ailenin tanımından ve öneminden bahsettik. Bu yazımızda da evliliğin fıtri bir ihtiyaç oluşundan ve evlilik öncesi evliliğe engel olan durumlardan bahsedeceğiz. Yüce rahman hayat kitabımızda şöyle buyurur:

وَمِنْ آيَاتِهِ أَنْ خَلَقَ لَكُم مِّنْ أَنفُسِكُمْ أَزْوَاجًا لِّتَسْكُنُوا إِلَيْهَا وَجَعَلَ بَيْنَكُم مَّوَدَّةً وَرَحْمَةً إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَاتٍ لِّقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ (Rum 21)

'Onda 'sükun bulup durulmanız' için, size kendi nefislerinizden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet kılması da, O'nun ayetlerindendir. Şüphesiz bunda, düşünebilen bir kavim için gerçekten ayetler vardır.'

Durum bu iken böyle bir fıtri ihtiyaç ertelenmemeli, ötelenmemeli, görmezden gelinmemeli ve basit sebeplerle ihmal edilmemeli. Bu sebeplerin önemli olanlarını birazdan açıklayacağız.

'Eşi olmayan adam miskindir' buyuruyor efendimiz. Soruyorlar, 'Zengin olsa bile mi?' 'Evet zengin olsa da.' 'Eşi olmayan kadın da miskindir' buyuruyor efendimiz ve yine soruyorlar, 'Zengin olsa bile mi?' 'Evet zengin olsa bile.' Çünkü, kişi evlenmez ise yarımdır. Hem maddi ve hem de manevi olarak. Bu durumda eş, kişinin en büyük zenginliğidir. Durum böyle iken basit dünyevi sebeplerle eşler birbirini kırmamalı.

Hadiste, 'Kişi evlendiği zaman dininin yarısını korumuş olur. Geriye kalan yarısı için de Allah'a karşı gelmekten sakınsın.' buyuruyor. İmtihan olan şu hayatta imanın yarısını kurtarmak az mı ?

Gelelim kız ve erkeklerin evliliğine mani olan, evliliklerini zorlaştıran bazı durumlara;
Kızların evlenememe sebepleri ve şikayetleri:
-- Görücü usulünün bitmesi ve kimsenin aracı olmaması. Aracı olabilecek kişilerin kefil olacakmış da olumsuz bir durum olursa sorumluluk altında kalacaklarmış gibi aracı olmaktan kaçınmaları,

-- Aracıların yanlış bilgiler vermesi,
-- Erkeklerin çalışan eş istemeleri (Çalışmayan kızların şikayeti)
-- Erkeklerin kendi yaşlarındaki kızlara bakmamaları, genellikle erkeklerin eşlerinin kendilerinden beş altı yaş küçük olmalarını istemeleri,
-- İlk görüşmede bile erkeklerin, kızların rahat olmalarını beklemeleri,
-- İnternet tanışmalarına güvenli bakılmaması,
-- Erkeklerin bütün kızları maddiyat avcısı olarak görmeleri...
Erkeklerin Şikayetleri:
--Kızların maddiyata fazla değer vermeleri,
-- Tipe fazla önem vermeleri,
-- Çok beklentiye sahip olmaları,
-- Kızların çok bilmiş halleri ve kendi istediklerini yaptırmak için erkeğe hükmetmeye çalışmaları,
-- Kızların görücü usulü görüşmelerde kendilerini ağırdan satayım derken son derece ölçüsüz bir kibre kapılmaları, Sanki erkek kızı her şeyiyle kabul etmiş yalvarıyor, hanımefendi lütfederse olacak gibi davranmaları,
-- Söz, nişan, kına, takı, düğün gibi masrafların gözlerini korkutması,
-- Boşanma korkusu...
Şimdi bu sebepleri açmaya çalışalım.
Şehirlerde görücü usulü evlilikler çok azaldı. Kimse kimseyi tanımıyor, akrabalar bile birbirini doğru düzgün göremiyor. Geriye, tanıdıkların gençlere aracı olup evliliklerine vesile olması kalıyor. Günümüzde insanlar aracı olmaktan çekiniyor. Mutlu olamazlarsa bana kötü söylerler diye korkuyorlar.

Hatta bu konuda bedduamız bile var. 'Sebep olan, olmaz olsun' diye. Bu beddua tutarsa sadece yalan söyleyen aracıları tutar. Karşı taraf kabul etsin diye olmayan iyi özellikleri varmış gibi anlatıyorsa bu vebaldir. Tam aksine, evlenecek ve iş kuracaklara karşı bilinen bir tehlikeli durum varsa uyarmak gerekiyor.

Söylenenler bu şartlarda gıybete de girmiyor.
Aracı olanlar yalan söylememeli ve kefil olmamalı. Sadece 'Ben sizdeki şu özellikler sebebi ile sizi birbirinize uygun gördüm.' deyip aileler vasıtası ile görüşmeleri sağlamakla yetinmelidir. Niyet iyi olup dürüst olunursa, vebali değil sevabı vardır. İlerde onlar anlaşamazsa aracıyı suçlamak onların ahmaklığıdır.

Sonuçta en son kararı kendiler vermişlerdir. Genç kızlar, erkeğin maddi imkanı iyi değilse ve ailesinin evi müsaitse erkeğin anne ve babası ile oturmayı bizzat kendileri teklif etsinler. Bekar kayınlar var, ev kalabalıksa pek uygun olmaz ama bir anne, baba ya da görümceyi problem etmesinler.

Çünkü erkek bazen maaşı ile ancak ev geçindirebilir. Hem kira ödeyip hem ev geçindirmesi zordur. Bekar kalıp baba evinde oturmaktansa yuvasını kurup eşinin ailesi ile yaşayabilir. Erkeğin ayrı evi olsun, arabası olsun, kazancı yüksek olsun diye bekleyen çok genç kız var; fakat belli bir yaşı geçtikten sonra bunların çoğundan vazgeçtikleri halde evlenemiyorlar. Ayrıca ayrı ev insana mutluluk verse bu kadar boşanan olmazdı. Kocaman evlerde karı koca birbirlerini yiyip oturanlar da var.

Aileler ile oturmanın da farklı avantajları var.
Son yıllarda söz, nişan ve kına geceleri hep salonlarda yapılıyor. Eskiden kına gecesi çok sade bir şekilde yapılırdı. Evlenecek kızın arkadaşları bir akşam gelirler, arkadaşlarının son bekarlık gecesinde kendi aralarında kına yakıp, eğlenirlerdi.

O da artık gösterişe dönüştü, salonlarda yapılmaya başlandı. Çöpe atılacak nişan ve düğün davetiyeleri en iyisinden, en havalısından olsun derken dünyanın parası ödeniyor. Bunlar israftan başka bir şey değil.
Özellikle burada iş genç kıza ve ailesine düşüyor. El-alem ne der diye girilen bu gereksiz masrafların yapıldığı adetleri karşı taraftan talep etmesinler.

Söz ve düğün yeterlidir esasında. Kız tarafı, erkek tarafını yolunacak kaz gibi görmemeli, dünürlerini evladını evlendirmek isteyen, yuva kurmaya çalışan bir mümin kardeş olarak görmeli.

Hatalara, eksiklere, kusurlara bakılmamalı.
Önemli olan yuva kuranların mutluluğudur. Kaç genç bu gereksiz masraflar yüzünden çıkan tatsızlıklar sebebi ile nişandan vazgeçti, kaç genç yine bu masraflar yüzünden düğüne yakın birbirinden ayrılmak zorunda kaldı. Kaç evli çift de bu masraflar yüzünden aradan kaç yıl geçmesine rağmen birbirlerinin ailelerinden nefret etmekte.

Yazık günah!
Amaç rabbani bir yuva kurmak olduktan sonra dünyevi ve gereksiz şartlardan mümkün mertebe uzak durulmalı. Aileyi, daha kurulmadan bitirecek durumlardan kaçınılmalı.
Yüce Rabb'imiz bekar gençlerimize dünya ve ahiret arkadaşı olacak eşler, evlilerimize de içinde huzura kavuştukları yuvalar lütfetsin duası ile...